- I -
Munzur, hem dağdır, hem su, hem adam
Dağlar vardır; zirvesinde bulutlar gezdirir
Dağlar vardır, kıranlar dolusu gerçek
Dağlar vardır; çığları hazır, çığlıklara sağır
Dağlar, kurda kuşa sığınak
Munzur da bir dağdır;
Zalıma, hayına baş eğmemiş
Öte yüzünde Pir Sultanlar oturan.
Sular vardır; ırmağına yıldızlar düşürür
Sular vardır; çağıltısında bin bir renk
Sular vardır; sağı solu belli olmaz
Sular, dar zamanlarda amansız
Munzur da bir sudur;
Gerçeği törelerle yıkanmış
Gizemi masallarla akran.
Adam vardır; dağlara taşlara
Adam vardır; vahasız çöl, adasız deniz
Adam vardır; subaşları ondan sorulur
Adam, kendi damlasında boğulur
Munzur da bir adamdır;
Yaylalar onu açar baharda,
Gönüller ereni bir garip çoban,
- II -
Babam maden işçisidir
Otuz beşinde, bir ihtiyar
On yaşında koyun güdermiş
Dolunay aydınlığında tek başına
On üçünde Munzur'la yarışırmış,
Karlar eriyip şahin havalandığında
Evlendiğinde on beşindeymiş
On sekizinde gurbette...
Şimdi vardiyalarda geçer ömrü
Bilmez, güneş ne zaman doğar
Ne zaman olur akşam...
Palabıyıklıdır en büyük amcam
Köyümüzün ilk kömür işçisi.
Yol yordam öğretmiş bizlere
Bundandır saygıda kusur etmez kimse
Yerindeyken keyifler:
" Uyacaksın gavurun kuralına" der
Canı sıkılmışsa, vardiya yorgunuysa hele
Yemin ettirir
Ölüsünü bu topraklarda bırakmayalım diye.
Öteki amcam Şehmuz
En küçüğü babamların
Külhanî, haylaz...
Bayılır sarışınlarına kadınların
Fıkralar anlatır açık saçık
Metelik vermez hayata da
Bir Munzur türküsü duysa
Göz pınarlarında hazırdır yaşları.