NEREM DOĞRU Kİ!

Canavarca hislerle can almış ya da aldırmış biriyle karşı karşıya oturmak, sohbet etmek; hele hele sarmaş dolaş olmak nasıl  bir duygudur acaba?

Doğrusu ben, böyle bir duyguyu asla yaşamak istemem.

Onca sorun arasında günlerdir gündemde Muğla üniversitesi öğrencisi  Pınar Gültekin cinayetinin faili  Metin Avcı ve Suudi muhalif gazeteci Kaşıkçı cinayetinin azmettiricisi  Prens Selman var.

Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin de iki yıl önce hunharca bir cinayete kurban gitmişti. Mahkeme, iki gün önce katiline savcı önce ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Ardından da ağır tahrik gerekçesiyle bunu 23 yıla çekti.

Kamuoyu haklı olarak  karara büyük tepki gösterdi. Siyasiler de tepkilerini dile getirdiler.

Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ da "Haksız tahrik konusunun tartışmaya açılmasında fayda görüyorum, canavarca hisle öldürme suçunda uygulanmalı mı uygulanmamalı mı sorusunu kamuoyunun dikkatine sunuyorum" sözleriyle devreye girdi.

Ne güzel,  ne iyi, ne de bize yakışır bir tutum değil mi?

***

Bilindiği gibi Kaşıkçı cinayetinin ardından sayın cumhurbaşkanımız haklı olarak;

"Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrinin Suudi hükümetinin en üst makamlarından geldiğini de biliyoruz."

"Riyad ile uzun yıllara dayanan dostluğumuz, gözlerimizin önünde işlenen bu planlı cinayeti görmezden geleceğimiz anlamına gelmemektedir"

"Hiç kimse bir daha bir NATO müttefikinin toprağında böyle bir suç işlemeye cüret etmemelidir. Bu uyarıyı dikkate almayanlar çok ciddi sonuçlar ile karşılaşacaklardır"

"Suudi yetkililerin, adalet davasına hizmet etmek yerine Kaşıkçı'nın kurban gittiği planlı cinayetin üstünü örtme çabaları üzüntü verici."

"Cemal'in öldürülmesinde, kuklacıları teşhis etmeye ve Suudi yetkililerin kime güvenerek bu hareketleri yaptığını ortaya çıkarmaya mecburuz." diyerek olayın önemine dikkat çekmişti.

Günler geçti devran değişti. Bir sabah gazetelerde davanın dosyasının Suudi Arabistan yönetimine, yani katile teslim edildiğini okuduk. Çok geçmedi dün de sayın cumhurbaşkanımızı prens Selman'ı sarmaş dolaş karşılarken izledik.

Şaşırdık mı?

Yazık ki hayır.

Üzüldük mü?

Elbette. Hem de pek çok.

Sizce de Pınar Gültekin cinayeti ile ilgili karara tepki koyanların Kaşıkçı cinayetinin emrini verenlerin bu ülkede alay-ı vâlâyla karşılamasını sorgulamak gerekmez mi?

Aslolan hayatına kastedilen kadın olsun erkek olsun; yerli olsun yabancı olsun; muhalif  olsun iktidar mensubu olsun her cinayetin karşısında olabilmek. 

Ya bizim durumumuz?

Ne yazık ki "Nerem doğru ki" demekten başka söyleyecek sözüm yok.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI