SORMADAN EDEMİYORUM
Birkaç arkadaşa sordum. Herkeste durum aynıymış. Bilgisayarı açtığım an hangi internet sayfasına girsem bir yanda Mehmet Kocadon öte yanda Behçet Saatçi...
Sokağa çıktığım an başımı ne yana çevirsem bir biri bir öteki selamlıyor beni. Her yanda hazretlerin gül cemalleri.
Ne güzel!
Bodrum'dan Seydikemer'e şöyle böyle 13 bin kilometrekare bir coğrafyayı dev afişlerle donatmak, yüz binlerce broşür bastırmak, oteller tutmak, her ilçede seçim ofisi açık onlarca insanı doyurmak yetmedi; İnternet'in her sayfasında her an görünmek...
Birisinin arkasında parti desteği bile yok, ötekinin partisinin adı var, kendisi yok...
Devletin bile meteliğe kurşun attığı, biz vatandaşların geçim ekonomisinde boğulduğumuz bu günlerde bu adaylarımızın böylesine tantanalı seçim ekonomisi yürütebilmeleri ister istemez aklımıza;
BU DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?
sorusunu getiriveriyor.
Ben, şeffaflığı severim.
Muğla'yı yönetmeye talip olanların öncelikle mal varlıklarını kamuoyuna açıklamaları gerekir.
Siyasi Partiler Yasası, partilerin gelir kaynaklarını saptamıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de adayların taraftarlarından alabileceği bağışlar lirasına kuruşuna belirlenmişti.
Peki, yerel seçimlerde bunun adayların kimlerden ne kadar bağış alabileceğinin belirlenmemiş olması mümkün müdür?
Öyleyse;
Adaylar, para kaynaklarını ve seçim bütçelerini açıklamak zorundadırlar.
Ben, "Karga, mandayı babası hayrına bitlemez." atasözümüzü çok severim.
Kusura bakmasınlar, başkan olmak için milyonlar harcayan bu hemşehrilerim cömertliklerini Muğla aşkıyla açıklayamıyorum.
Adım gibi biliyorum ki bu paralar, misliyle biz Muğlalıların cebinden ya da kaynaklarımızdan tahsil edilecektir.
Ben borçlu olmayı sevmem.
Ola ki bu adaylardan biri seçilecek olursa her Muğlalı gibi benim de o kargalara ne ödeyeceğimi şimdiden bilmek hakkımdır.
Buyursun açıklasınlar, sayfamız kendilerinindir.