STRATONİKEİA'YLA ÖZDEŞLEŞEN ADAM

STRATONİKEİA'YLA ÖZDEŞLEŞEN ADAM

 

Ben ona "Bizi bizle buluşturan." derim. Yusuf Boysal ve Ahmet Tırpan gibi çok değerli arkeologlardan sonra sorumluluğunu üstlendiği Stratonikeia ( Eskihisar) kazılarında adeta yeniden, hem de benzersiz bir şehir kurmak için gece gündüz dört mevsim iş başındadır.

Prof. Dr. Bilal Söğüt, Denizli Pamukkkale Üniversitesi mensubudur. Ama Stratonikeia'a sevdası o denli yüksektir ki zaman zaman "Keşke Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji bölümünü Stratonikeia'ya taşımak mümkün olsa!" derim.

Bilal Bey, dün gece meraklılara Dibeklihan'da yine çok güzel bir konferans verdi.

Çocukluğumun, gençliğimin geçtiği sokaklar, dereler, bağlar bahçeler anlatılırken yine gurur ve hüzün sarmalındaydım.

İnsanın kişiliği, coğrafyanın ve coğrafyanın tarihinin hamuruyla yoğrulur. Ben, bu topraklarda doğmakla başkalarına göre birkaç adım daha önde hayata başladığımı düşünürüm.

Bu coğrafya iklimiyle, toprağıyla, doğal kaynaklarıyla insan yaşamına her zaman kolaylıklar sunmuştur. Bu yüzden bura insanı, hep uygarlık öncüsü olmuştur.

Biz bu sayede deneyimlenmiş ve uygulamaya sokulmuş bilgiyi ve yaşam biçimini "görerek öğrenme" şansına sahip olarak doğduk.

Önümüzde tarihe ışık tutmuş bilgelerimiz vardı. Büyüklerimizden dinlediğimiz hikayeler, evrensel değerlerle buluşan hikayelerdi.

Biz üretme, var etme ve yaratıcı düşünce ortamlarında büyüdük. Bizim tabularımızın, kör inançlarımızın olmaması bundandı.

Dün gece gururluydum; çünkü Bilal Bey bu değerler kentini anlatıyordu.

Dün gece hüzünlüydüm; çünkü ben, o cennetin yangının tanığıydım.

Başka yerlerde de anlatmışımdır. Yıllar önce Belçika'dan gelen dostlarımızı köyde gezdirirken Dirk Jansen; " Hamdi Bey, burası bizde olsaydı inan; termikten kazandığınızın kat be katını turizmden kazanırdık." demişti. Dirk haklıydı. Ama biz, 7 bin yıllık insanlık tarihinin kesintisiz örnekleriyle dolu bu coğrafyayı, kömür uğruna talan eden Ankara'nın filleriyle baş edememiştik.

Biz bağlarda üzümün incirin, dağlarda zeytinin sevdasıyla büyümüştük. Ömründe üç ağacı bir arada görmemişlerin bu coğrafyanın değerini anlamasını beklemek safdillikten öte ne olabilirdi ki!

Biz taş taş üstüne koymanın, değer üretmenin yüceliğine inanırdık. Ruhlarındaki ganimet kültürünü atamamışların, defineci mantıklıların; kaz, yık, kır cebini doldur anlayışının seline nasıl karşı koyabilirdik ki!

Stratonikeia, Lagina, Gibye, Panamara, Şahinler 7 bin yıllık bir tarihin yangınıdır. Bilal Söğüt'ün yaptığı o yangının küllerini eşelemek ve bizi bizle buluşturmaktır.

Bilal Söğüt, bir umudun kandilini taşıyan, hem de çok iyi taşıyan bir bilim insanı.

Tarih,elbette Yusuf Boysalları, Ahmet Tırpanları ve Bilal Söğütleri de yazacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI