SUYUN İKİ YAKASI
Menteşe Belediyesinin bu yıl 6.sını düzenlediği Kültür ve Sanat Şenliğininin en anlamlı etkinliklerinden biri de kuşkusuz "Suyun İki Yakası" söyleşisiydi.
Yazar Firdevs Tunçay ile değerli kardeşim mimar Ertuğrul Aladağ'ın konuk konuşmacı olduğu etkinliğe katılım beklediğim gibi yüksek değildi.
Firdevs Tunçay, mübadele ve mübadiller üzerine anılarından yola çıkarak yazdığı kitaplarından bölümler anlatarak yaptığı konuşması oldukça duygusaldı.
Ertuğrul Aladağ ise konuya daha çok mimarlık alanından bakarak mübadele ile birlikte suyun iki yakasının yitirdiği değerleri anlattı.
Her iki konuşmacı konukların kafasında "Mübadele gereksiz miydi?" sorusu kadar "Mübadele böyle olmamalıydı." fikrinin oluşmasını sağlamaya çalıştı.
Göç, göçmenlik; mübadele, mübadillik;iltica mültecilik, sığınmacılık; hatta vatansızlık tarih boyunca insanoğlunun kendi yarattığı travmaların en derini ve en yaygını.
Dün vardı. Ya bugün? Yarın yaşanmayacağını hangimiz söyleyebiliriz?
Dünya baklava tepsisi gibi dilim dilim palsellendiği müddetçe ne savaşlar bitecektir ne de savaşların yaşattığı acılar.
Bazı eğitim gezilerinde özellikle zaman ayırır, konuklarımı Didim Akyeniköy tepelerine çıkarır, onlara Lade savaşını anlatırım. Sonra da onlara o koca ovada Lade Adasını bulmalarını söylerim. Elbette konuklarım bir ada bulamazlar. Çünkü MÖ 494'te Perslerle İyonların arasında yapılan ve tarihin en kanlı savaşlarından biri olarak anılan savaşın yapıldığı ada bugün ovada bir yükseltiden ibaret bir toprak parçasıdır.
İnsanların uğruna savaştıkları değerler tarih içinde hep değişir. Öyleyse o değerler uğruna yapılan savaşları, o savaşlar yüzünden yaşanan ölümleri, sürgünleri, göçleri sorgulamak gerekmez mi?
Bize farklı kültürlere saygıyı, çoğulculuğu, barışın değerini bir kez daha anlama fırsatı verdikleri için etkinliği düzenleyenlere ve etkinliği her zaman olduğu gibi yetkinliğiyle yöneten kardeşim Sadettin Özbek'e teşekkürler.
Şimdi isterseniz suyun iki yakasını anlatan bir şarkıyı dinleyerek günümüzü aydınlatalım.