MEHMET BİLDİRİCİ
İçinde severek yaşadığımız Akyaka Gökova körfezinin sonunda antik çağlarda yaşanmış terkedilmiş 1950'lerden bugüne kadar yeniden oluşan bir tatil beldesidir. 1950'lerden bugüne çok hızlı büyüyen büyümesi kontrol altına alınamayan bir gelişme içindedir. Nereye doğru koştuğu şimdiden tahmin bile edilememektedir. Bugün ki çağda aşırı endüstrileşme ve onun getirdiği nüfus artışı yaşadığımız doğanın bile iklimini değiştirmektedir. Bu baş döndürücü şartlara rağmen doğamızı korumalı onunla yaşamayı öğrenmek zorundayız. Gidecek başka bir mavi gezegen bulunmamaktadır.
Biz bir ayı aşkın zamandır ailemle birlikte Akyaka'dayız çok mutluyuz, sadece havalar çok sıcak çok fazla dışarı çıkamıyoruz. Akyaka'nın doğası her yerde görülebilecek cinsten değildir. Denizi ormanlarla kaplı dağları, azmağı ile yaşanacak bir yerdir.
Bahçemin kapısı Mehmet Bildirici sokağa açılıyor, evim Nergis sokağa açılıyor.
Akyaka'mız ve yakınlarında insan yaşam izleri MÖ 700-500'lere kadar gitmektedir. Arka balkonumdan seyrederiz, Sakar Geçidinden Akyaka eteklerine kadar yemyeşil dağlarla kaplıdır. Onları büyük bir hayranlıkla seyrediyor ve düşüncelere dalıyorum. İnsanın tırmanıp yaşayamayacağı dağlar, burada ki ormanlar doğal ne insan yetiştirebilir ne de yok etmeye gücü yeter. Çok geniş bir alanı kaplayan Sakar Gözetleme kulesinden Akyaka eteklerine kadar bazı öyle uçurumlar var ki insanın ve hayvanların dahi yaşaması zordur. Bu bitki örtüsü ne zamandan beri böyle, örnek olarak 3000 yıl önce böylemi? idi. Aynı olduğu kanısındayım. Tabii depremler sonucu dağdan göçmeler olmamışsa, aksi durumda 3000 yıl önceki yaşayan insanların gözüyle görüyoruz. Tarih filmini geri sarmak gibi çok keyif alıyorum.
Ben gene de ormanlık uçurumlarda insanın yaşayacağı kulübeler tekil evler mevcut mu? onu araştıracağım. Balkonumdan görünen çok geniş alanda bir kilise ve su kaynağı olduğunu biliyorum. Köyün içinden Atatürk caddesinin bir köprü ile geçilen Papazlık Deresi vardır. Akyaka köy içinden dağa doğru tırmanıldığında bir su kaynağına ve kayaya oyma bir kilise kalıntısına çıkılır. Ben 1996 yılında tek başına yarıya kadar tırmandım ve daha yukarı çıkamadım geri döndüm, yol üzerinde çeşitli dönemlere ait pişmiş kil boru parçalarına rastladım. Çeşitli dönemlere ait olduğu sanılan yaklaşık 10-12 cm çapında kırık boru parçaları, bunların içinde çok eski çağlarda yapılmış ince sırlı bir parçayı gözüm gibi saklıyorum.
Daha yukarı çıkıldığında kayaya oyma bir kilise olduğunu biliyorum, ben maalesef görebilmiş ve fotoğrafını dahi görebilmiş değilim, görevlilerin kalabileceği başka oyma yerler var mıdır acaba. Köye ilk yerleşenlerden Server Datça köylülerin buraya kovan koyduklarını ve Kovanlı Kilise dediklerini bana anlatmıştı.
Umuyorum günün birinde Akyaka'da yaşayan doğa ve tarih sever gençler burayı inceler ve konuya aydınlık getirir. Eski Akyakalıların buradan yararlandığı anlaşılmaktadır
Sonuç olarak çeşitli sorunlar olmasına rağmen güzel, iyi ki gelmişiz, dostlarla görüşüyor, sabah ve akşam evimin arkasında yer alan ismimi alan sokaktan başlayıp, önde evimin cephe aldığı Nergis Sokakta yürüyüş yapıyorum. Sağlığıma iyi geldiğini görüyorum.
Yazımı Şadan Gökovalı'nın 12.10.2010 tarihinde karaladığı bir şiirle bitiriyorum
Kadınlar Balıkta, Balıklar Kovada
Konyalı Mehmet Bildirici
Yaşamayı seçmiş, Gökova Akyaka'da
İsmim verilen Mehmet Bildirici sokakta bir resmimi ekliyorum