GÖKOVA'DAN GEÇEN ANTİK YOLLAR (1999 YILINDA)

GÖKOVA'DAN GEÇEN ANTİK YOLLAR (1999 YILINDA)

 

Mehmet BİLDİRİCİ--İnşaat Y. Mühendisi-Araştırmacı

Tarih boyunca Gökova olarak bildiğimiz ve geniş bir alanı kaplayan bu bölgede önemli tarihi olaylar geçmiştir. Bu olayların incelenmesinden ve bugüne gelen kalıntılardan çevremizden önemli eski yolların geçtiği anlaşılmaktadır. Önemli tarihi olaylar şunlardır:

M.Ö. 546 yılında Harpagos Komutasındaki Pers (İran) orduları bizim yöremizin de içinde bulunduğu, bütün Karia bölgesini Pers İmparatorluğu'na katmıştır.  İkinci önemli olay M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in Makedonya Ordusu ile bölgemizin içinden geçmesidir. O zamanlar düzenli yol olmadığından bu güzergâhları tespit etmek zordur. Daha sonra Romalı ünlü devlet adamı Julius Sezar buradan geçerek Rodos Adası'na gitmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde de, büyük Sultan Kanuni Süleyman 1522 yılında Rodos'un fethi için karadan bir sefer düzenlemiş, bu bölgeden orduları ile geçmiştir.

Bölgemizde ki antik yolların Roma döneminde diğer yollarla birlikte 1. veya 2. yüzyılda yapıldığı kabul edilirse, Kanuni Süleyman'ın bu yolları kullandığı kesindir. Şüphesiz yer yer bakım ve onarım yapılmıştır.

Ula'dan gelen bir taş döşeme yol dağdan, Akyaka'nın yaklaşık 10 km kuzey doğusunda Mersin Pınarı (Çaydere ) mevkiinde ovaya inmektedir. Bu yol üzerinde 1990 yılında iki defa Levent Gölcüklü ile yaptığımız incelemede yolun Çaydere'den Ula'ya doğru yükselmeye başladığı kısımda yaklaşık 3 km'lik kısmı sapasağlam durmaktadır. Yolun ortalama genişliği 1.60 m dir. Yolun kaplamasında 30-40 cm kalınlığında taşlar kullanılmıştır. Bazı yerlerde kaplamalar bozulmuş bazı yerlerde orijinal halinde bugüne gelmiştir. Yolun enine eğiminin dik olduğu yerlerde 2 m ye varan kuru taştan istinat duvarları vardır. Yolun yakın zamanlara kadar kullanıldığını, amcasının bu yoldan defalarca atla geçtiğini Levent Gölcüklü hatırlamaktadır.

Yolun ovaya indiği kısımda yörede görülen sarnıçların en eskisi kabul edilebilecek tipik bir sarnıç bulunmaktadır. Sarnıcın önünde eski bir çeşmeye ve sarnıca su getirdiği anlaşılan üstü kapalı bir suyolu da dikkat çekicidir. Çeşme yalağındaki taşların düzgün oluşu eski olduğunu göstermektedir.

Yol ovaya indikten sonra Çıtlık istikametine devam etmekte ve burada etrafı kapalı ve çevre sularının suni göl oluşturduğu mevkiden geçmektedir. Bu mevkide yol 2 m kadar yükseltilmiştir. Burada yerine yenisi yapılan eski bir köprüde bulunmaktadır. Yolun ileride iki ayrıldığı, birinin Çıtlık'a diğerinin de Gökova'ya (Kozlukuyu) gittiği görülmüştür. Harita çalışmaları da bunu doğrulamaktadır.

Eski yolların Marmaris tarafına gittiğini kanıtlayan, kalıntıda Akçapınar Azmağı üzerinde bulunan köprü ayağıdır. Varlığını ilk defa Selim Edhem'den duyduğum köprü ayağı, bugünkü Muğla-Marmaris yolunun Akçapınar Azmağı üzerindeki büyük köprünün 300 m deniz tarafındadır. Sadece bir gözü bulunan ve kuzeyde yaklaşım yolunun olduğu köprüde, balıkçılar resimli taşların olduğunu söylemektedir.

Piri Reis'in "Kitabı Bahriye" adlı kitabında körfez sonunda iki su olduğu ve birinin kemerli su olduğu belirtilmektedir. Bu bilgilerden ve yapılış tekniğinden yollarla birlikte, bu köprünün de Roma döneminde yapıldığı kabul edilebilir. Gerçekten köprü ayağı ve yan duvarlarındaki taş işçiliği gayet düzgündür. Ancak onarım gördüğü de kullanılan taşlardan anlaşılmaktadır.

Köprü ne zaman yıkıldı? Bu konuda bilgi bulunmamakta ve Akçapınar'da şunlar anlatılmaktadır. 1994 Temmuzunda beni buraya götüren esmer, yaşlı balıkçı, talihsiz bir gelinin düğün alayı buradan geçerken köprünün yıkıldığını büyüklerinden duyduğunu söylemiştir

(MUĞLA DEVRİM- 16.08.1999

AÇIKLAMA

Bu yazı 1999 yılında Devrim gazetesinde yayınlanmış, o gün ki durumu açıklamaktadır.

Ancak daha sonra bölgede değişiklikler olmuş dağa çıkan başlangıçta bahsedilen Sarnıç sel sonucu yok olmuş, daha sonra Çaydere'den Ula Alparslan mahallesine yeni bir yol açılmış üzücüdür bu yol açımı sırasında antik yolun yarıdan fazlası ortadan kaybolmuştur. Ancak gene de bazı kısımlar ve sarnıçlar ayaktadır

Güncelleme


 


YAZARIN DİĞER YAZILARI