Bu günlerde Televizyonda tarihi bir dizi gösterimdedir. Genellikle ben yerli tarihi dizileri takip etmem, çünkü bu dizilerde tarihi gerçekler çarpıtılır ama bu Şakir Paşa Ailesi dizisi kurgulanarak çevrildiği halde farklıydı çok ilgimi çekti.
Şakir Paşa ve çocukları son Osmanlı dönemi ve Cumhuriyetin ilk ilk yüzyılında güzel sanatlarda birinci derece de etkili olmuşlardır. En önde gelen aile olmuşlardır.
Bodrum'a hizmet eden ve kültürüne büyük katkılar sunan hayranlık duyulan onu ölümüne sebep olan Oğlu HALİKARNAS BALIKÇISI takma adıyla CEVAT ŞAKİR KABAAĞÇLI (1890-1973) hakkında pek çok kitap okumuştum. Ayrıca kendini onun manevi oğlu sayan ŞADAN GÖKOVALI (1939-2021) sık sohbet ettiğim yakın dostum Şair İBRAHİM ERGİN (1938-2024) yakın dostlarım ve sık görüştüğüm kişilerdi.
Bu aile hakkında hem sanat hem de anısal alanda pek kitap çıkmıştır. Ancak bunlardan en önde geleni torunu Tiyatro Sanatçısı Şirin Devrim'in (1926-2011) "ŞAKİR PAŞA AİLESİ 1994" isimli yayını ile NERMİDİL ERNER BİNARK'IN "ŞAKİR PAŞA KÖŞKÜ 2000" isimli olanlardır. Ayrıca Halikarnas Balıkçısı'nın oğlu tanınmış bilim adamı Sina Kabaağçlı'nın (1924-1997) internette çıkan anılarını internetten takip ettim. İlk iki kitabı daha önce okumuştum. Bunları kitaplığımdan çıkarıp tekrar okudum.
Ayrıca İnternete girildiğinden bu ailenin üyeleri hakkında o kadar çok bilgi var ki çoğunu tek tek gözden geçirdim.
Ben bu yazımda bunları tekrar edecek değilim. Gördüğüm kadarıyla güzel sanatlarda bu Aile nasıl yükselmiş, onları güzel sanatlarda farklı yapan nedir onu göstermeye çalışacağım.
Mehmet Şakir Paşa (1855-1914) ağabeyi Sadrazam Ahmet Cevat Paşa (1851-1900) ve Ablası Sara Afyon Kabaağaçlı köyünde İstanbul'a gelen devlet kademelerinde yükselen Kabaağlızade Mustafa Asım Efendinin çocuklarıdır. Babaları Mustafa Asım'ın 1836 yılında ölümü ile üç çocuğu öksüz kalmış ve babalarının bir arkadaşı tarafından koruma altına alınmış iyi öğrenim görmeleri sağlanmıştır.
Abla Sara bir ana gibi davranmış onların okumaları askeri okullarda okumalarında çok etkili olmuştur. Her iki kardeşte askeri okullarda okumuş II Abdülhamit döneminde önemli görevlerde bulunmuşlardır.
Ağabey Ahmet Cevat Paşa 1869 yılında harbiyeyi bitirmiş, Karadağ'da elçi, Girit Vali Vekilliğinde bulunmuş ardından 1891-1895 yıllarında çok genç yaşta SADRAZAM olmuştur. Başarılı hizmetlerde bulunmuştur. Ancak kuşkulu bir padişah olan Sultan II. Abdülhamit hareketleri ile kendisine komplo kurulacağı endişesi ile Ahmet Cevat Paşa Sadrazamlıkta azledilmiştir.
Cevat Paşa kültüre dönük bir devlet adamıdır. Tarih yazarıdır, bu konuda 8 eseri bulunmaktadır. Bunların içinde en önemli olanı TARİHİ ASKERİ OSMANİ'DİR. Cevat Paşa Nişantaşı'nda geniş bir konakta oturmuştur. Antika eşya koleksiyoncusudur. Sadrazamlığında yabancı devlet adamlarından armağan edilen çok değerli antikalara sahiptir. İstanbul çok zengin bir kitaplığı vardı müzeye verilmiştir. Fotoğrafçılık merakı vardır.
Batı ve doğu dillerinden pek çoğunu bilmektedir. Arapça Farsça Rumca Fransızca.
Cevat Paşa önce çok zengin bir aileye iş güveyisi girmiş bu evlilik yürümemiş, ardında ablası Sara onu bir Çerkes Nimet Hanımla evlendirmiş hiç çocukları olmamış İstanbul'da çok genç yaşta ölmüş tüm serveti kardeşi Şakir Paşa'ya kalmıştır.
SONUÇ OLARAK AHMET CEVAT PAŞA ÇOK BAŞARILI BİR DEVLET ADAMI, TARİH YAZARI, KİTAPSEVER, SANATA DÜŞKÜN BİR KİŞİDİR.
ŞAKİR PAŞA (1855-1914) Cevat Paşanın 4 yaş küçüğüdür. Onun gibi devlet hizmetlerinde bulunmuş Sultan Abdülhamit'in ağabeyine davranışını içine sindirememiş Sultan II Abdülhamit'in ağabeyinin evini kendisine bağışlamasını kabul etmemiş, 1901 yılında Büyükada'dan bağ evini alarak Şakir Paşa Köşkünü yaptırmıştır. Ağabeyi Şakir Paşadan çok büyük bir miras kaldığı anlaşılmaktadır.
Büyükada Bizans döneminde Prinkipo olarak bilinir ve siyasi sürgün yeridir. Osmanlı son döneminde Rumların yoğun olarak yaşadığı bir yer olarak bilinir ama Birinci Dünya Savaşı sonrası Rum nüfus büyük ölçüde azalmıştır.
Şakir Paşa burada Köşk yaptırdığında kış aylarında çok az kişi kalıyordu. Kışları adada balıkçılar bazı küçük esnaflar yaşardı. Şakir Paşa buraya yerleşen belki ilk Türk ailesiydi.
Şakir Paşa ilkin Macar kökenli hakkında hiç bilgi olmayan bir kadınla evlenmiş, ondan Asım isimli oğlu olmuştur. Bu Macar Hanım aileye gelen ilk YABANCI GELİN olup erken yaşta ölmüştür. İkinci evliliğini Giritli İsmet Hanım (1878-1938) ile yapmış ondan 2 oğlu 4 kızı olmuştur. Bunlardan sadece iki kızı Büyükada Şakir Paşa Köşkünde doğmuştur. İşte bu aile EFSANEVİ ŞAKİR PAŞA ailesi olarak tarihte yerini almıştır.
Giritli İsmet Hanım boylu boslu aileyi bir arada tutan çocuklarına çok düşkün Avrupai giyinen aynı zamanda namazında dindar bir kadındı.
Şakir Paşa ağabeyi gibi otoriter devlet adamlığı yanında o da tarih yazarıydı. Beş adet kitap yazmış ancak biri Fransızca olarak Fransa'da yayınlanmıştır. Ağabeyi gibi fotoğraf merakı vardı. Çok disiplin sahibi bir babaydı Resimleri kendi banyo ederdi. Şakir Paşa Batı yaşam tarzını benimsemişti, özellikle kızlarının iyi eğitim almasını sağlamış, onlara piyano dersleri aldırmış yabancı Avrupalı mürebbiyelerle İngilizce Fransızca öğrenmelerini sağlamış aile içinde kaç göçü kaldırmış aile birlikte eğleniyor sofraya birlikte oturuyorlardı.
Sonuç olarak bir kültür yuvası olan BÜYÜKADA ŞAKİR PAŞA KÖŞKÜ 1901-2014 yılları arası Şakir Paşa disiplini ile yönetilmiş 1938 yılında ölümüne kadar eşi, iyi bir anne İsmet Hanım yönetimine aile geleneğini korumuştur.
Yazıya Sadrazam Cevat Paşa ile kardeşi Şakir Paşa'nın internetten resmi eklenmiştir.
Devam edecek