HAYATA KÖLE OLARAK GÖZÜNÜ AÇAN FİLOZOF EPISTETOS

HAYATA KÖLE OLARAK GÖZÜNÜ AÇAN FİLOZOF EPISTETOS  (50-135)

 

MEHMET BİLDİRİCİ

 

Bu yazımda da hayatı eziyet içinde geçen köle bir anneden doğan aile ismi bile bilinmeyen bir filozoftan söz edilecektir. Hayatı hakkında bilinenler çok azdır. Denizli Pamukkale Hierapolis kentinde köle bir anneden doğmuştur. Efendisi ile Yunanistan Nicopolis kentine sürgüne gönderilene kadar eski Roma'da yapmış, Ara ara felsefe derslerini izlemiştir. Zalim bir efendi yüzünden sakat kaldığı ifade edilmektedir. Serbest kaldıktan sonra Filozof Elea'lı Zenon tarafından kurulan Stoacı Felsefe okulunda hocalık yapmıştır. Stoacı felsefe insanın temel amacının mutluluğu yakalaması ve bunun için doğa ile uyum içinde yaşamasını savunur. Nicopolis'te ölmüştür.

Çok ilgi çekicidir, esir olarak doğmasına ve çok eziyet çekmesine karşı insanlığa karşı isyancı olmamış mutluluğu aramak için doğa ile uyum içinde yaşamayı savunmuştur. Kendisinin bugüne gelen bir kitabı bilinmemektedir. Ancak fikirleri ve görüşleri öğrencileri tarafından ileri çağlara taşınmıştır.

Burada kısaca kölelik üzerinde duracağım. İnsan ve kadınların bir başkasının malı olması, insanların para ile satması bugün ki insanların anlayabileceği bir şey değildir. İlk çağda ki Grek Romen uygarlığı bugünkü uygarlığın temeli sayılır. Ama insanlık insan hakları, demokrasi kadın hakları konusunda daha çok çok mücadele vermişlerdir. Modern dünyada bütün olumsuz koşullara rağmen haksızlıklara karşı isyan etmemiş, olumlu duruşlarını korumuşlardır. Nelson Mandela ve Gandi bunlara iyi bir örnektir. Epistetos bu liderler arasında öncü sayılabilir.

Maalesef sonradan gelen Hıristiyanlık ve Müslümanlık köleliği kabul etmiş buna karşı gelememiştir. Amerika'da milyonlarca zenci köle olarak satılmıştır, sayının çok çok olmasına karşı Osmanlı'da insanlar paralı olarak alınıp satılıyordu. İstanbul'da 1860'larda cariyelerin (Para ile satılan kadın) para ile satıldığı Avrat pazarları bulunuyordu.

Ben şahsen böyle önemli bir kişinin varlığından haberim yoktu. Bu konuda Sayın Şadan Gökovalı'nın Devrim gazetesinde 04.07.2020 tarihinde yayınlanan bir yazısında farkına vardım. Kendisine müteşekkirim.

Epistetos bir şiirini Sparta'da bir vadide kayaya oyduğuna inanılır. Hür ve köle olan kişiyi çok güzel açıklamaktadır..

 

Ey yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek:

Hür kişi sadece karakterinde hür olan kişidir.

Kişi hürriyetinin ölçüsü bizzat kendi doğasında bulunur.

Ve kararında içtenlikliyse hür kişi,

Yüreğinde ise dürüstlüğü, işte bunlar asil yapar kişiyi.

Ve bununla yücelir kişi hatalarla değil.

Ana-babadan gelen uydurma bir asaletten tat almaz o;

Zira ana baba değildir hür insanı doğuran,

Zeus'tur herkese ata olan ve de tek kök insanoğluna.

Herkesin tek şansı vardır, o alır kader icabı beden güzelliğini,

Budur say güzelliği ve hür olma hali gerçek anlamda.

Ruhen köle olan ise sakınmaz kötü sözden, katmerli köle de olsa,

Aşırılıktır şiarı bu kişinin, yüreğinde soysuzluk vardır.

 

 

Ey yolcu, Epiktetos köle bir anadan doğmuştu ama

Yüceydi herkesten bir kartal gibi; bilgelikte ise takdire şayandı ruhu.

Söylemem gerekirse, Tanrısal bir varlık doğurdu onu.

YAZARIN DİĞER YAZILARI