ÖZBEKİSTAN DOĞUMLU BİR MÜSLÜMAN BİLİM ADAMI AL BRUNİ (973-1048)

ÖZBEKİSTAN DOĞUMLU BİR MÜSLÜMAN BİLİM ADAMI AL BRUNİ (973-1048)

 

MEHMET BİLDİRİCİ

Bugün Özbekistan Cumhuriyetinde yaşayanlar Müslüman Türk kökenli Özbeklerdir. 

Ancak Al Bruni döneminde henüz Özbekistan Türkleşmemiştir. Bu Türk varlığı 15 yüzyılda Şeybaniler zamanında gerçekleştiği kabul edilebilir.

Esas ismi Ebu Reyhan el Bruni'dir. Modern Jeodozi'nin babası, antropolog, tarihçi ve bilim adamıdır. Doğum yeri Bugün Özbekistan'da Hive kenti yakınlarında Kath kasabasıdır (Biruni). Bu kasaba kayıptır. Ancak Hive İslami eserlerle dolu Müslüman Ööbeklaerin yaşadığı çok önemli bir kenttir. İslami anıtlarla bezelidir.

Ailesi ve hayatı konusunda yeterli bilgiler gelmemektedir. Önce islami eğitim aldı, bunun yanında özel olarak bütün bilimlerle ilgilendi.

 27 yaşında "Eski Milletlerin Tarihini" yazdı (Chronoloy of Ancient Nations). Bu eserde insanlığın var oluşundan, Nuh tufanına, Babil Kralı Nebuchadnezar (Babil Kralı M.Ö 605-562) ve Büyük İskender dönemine (M.Ö. 336-323 krallığı) kadar uzanır.

Arap, Eski Yunan ve İran takvim sistemlerini inceler ve onları yeniden düzenler. El Bruni sadece tarihle ilgilenmez milletlerin yaşamı, dinleri, gelenekleri manevi değerleriyle ilgilenir

Yazılarından öğrendiğimize göre 997 yılı civarlarında gene Bir Müslüman bilgin olan 17 yaşındaki İbni Sina (980-1037) İle Buhara'da buluşur, Aristo (M.Ö 384-322) Fiziğini, dünya evren, maddenin en küçük parçaları olan atom konularını konuşurlar tartışırlar.

Felsefe çalışmalarında ilham aldığı Yunanlılar gibi diğer milletlerden özellikle Hint uygarlığı ile de etkilendi.  Harezmce, Farsça, Arapça, Sanskritçe ve ayrıca Yunanca, İbranice ve Süryanice biliyordu. Harezmce bölgeye Türklerin yerleşmesinden önce bölgede konuşulmuş ve bugün olmayan bir İran dilidir. Ömrünün çoğunu, günümüzün orta doğu Afganistan'ında, o zamanlar Gazneli hanedanının başkenti olan Gazne'de geçirdi. 1017'de Hindistan yarımadasına gitti ve Hindistan'da uygulanan Hindu inancını keşfettikten sonra Hint kültürü "Tarikh al-Hind" (Hindistan Tarihi) üzerine bir kitap yazdı.  Çeşitli ulusların gelenekleri ve inançları üzerine tarafsız bir yazardı ve 11. yüzyılın başlarında Hindistan'ı anlattığı dikkate değer tasvirinden dolayı Üstad (Usta) unvanı verildi.

El Bruni Eski Yunan Felsefesi ve bilimsel düşüncesini beğeniyor ve biliyordu. Homeros'un (M.Ö 8 yüzyıl) "İliyada ve Odise" isimli eserlerinden haberdardı. Platon (M.Ö 428-348) eserlerinin farkında idi. Aristo (M.Ö 384-322), Arşimet (M.Ö 288-212) Batlamyus (Cladius Batlamyus 100-170)  (Demokrites (M.Ö. 460-?) eserlerini okuduğu Eski Yunanlı filozof ve bilginlerdi.

Nitekim ilk derslerini bir Yunanlıdan öğrendiği bilinir. Aristo'nun eserlerini çevirmiştir.

Astronomi,, geodezi uzmanı tarihçi olan El Bruni çok yönlü bir bilim adamıdır.

İran'da Doğum Günü Geodezi (Harita ) Mühendisliği günü olarak kutlanır. 180 civarında eseri olduğu bilinmektedir.

Sonuç olarak bu kültür atmosferinin o zaman o coğrafya da mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda bildiği diller arasında Türkçe görünmemektedir. O zamanda Gazne'de henüz Türkler yoktur. Türkler Özbekistan'a daha sonra yerleşmişlerdir.

El Bruni'ye etki eden kültürler, İslam, İran, Eski Yunan ve Hint kültürleridir. El Bruni'nin çalışmaları kuzey halkları üzerinde olmuştur. Eserleri Farsça ve Arapça yazmıştır. Euclid eserini Yunanca'dan Sanskritçe'ye çevirmiştir.

Bizim Türk kaynakları üzülerek görüyorum her şeyi Türk gösterme eğilimdedir. El Bruni'nin çalışmaları ve uluslararası kişiliği etnik kimliğinden daha önemli olduğu düşüncesindeyim.

Bu gün El Bruni'nin yaşadığı Afganistan ve Özbekistan'da bu bilimsel kültür kültür atmosferi mevcut değildir. Bu düşünce Büyük İskender ile bu coğrafyaya gelmiş, o günden gelen kültür kısmen yaşamıştır. İbni Sina El Bruni'nin yetişmesinde önemli rol oynamıştır.

Bölgenin Moğollar tarafından alınıp yakılıp yıkılması tamamen bu atmosferin ortadan kalktığı görüşüne varmış bulunuyorum. Yanılıyorsam bana yazın konuyu tekrar tekrar tartışalım. Bu ortamdan bugünkü kuru ve ölü ortama nasıl geldik, konu fevkalade önemlidir.

 

Yazıma 1973 yılında Sovyetler Birliğinde basılmış bir posta pulundaki resmi eklenmiştir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI