ŞAKİR PAŞA AİLESİ HAKKINDA SON İZLENİMLERİM II

 

Şakir Paşa ailesi hakkında bu son yazımda Büyükada'daki Şakir Köşkü nasıl bir köşktü? onu açıklamaya çalışacağım.

Bu konuda Torunu Nermidil Erner Binark'ın Şakir Paşa Köşkü adlı eserinde detaylı bilgiler bulunmaktadır. 81-85 sayfalardan aynen alıyorum.

"Şakir Paşa Köşkünü 1900 yılında Mimar Rosolato'dan satın almıştı. Köşkte yazları kalıyor. Kışları İstanbul'daki Şakir Paşa Apartmanında kalıyorlardı.

Köşk bahçe içinde 3 katlı bir ahşap evdi. Yeşillikler ve çam ağaçları ile kaplı bir bahçe içinde ve köşkün arsası iki sokak cepheliydi. Bahçede kapalı çiçek serası vardı

Köşk 24 oda, iki salon, üç kiler, mutfak, kahve ocağı, çamaşırhane, motorhane ve ahırdan oluşuyordu. İçeriye alt kattaki büyük salondan girilirdi. İçeride yaldızlı aynalar, duvara dayalı yaldızlı masalar, oymalı mobilyalar yer alıyordu. Başlangıçta köşkte elektrik yoktu, mumlarla aydınlatılırdı.

Girişte salonun yanında piyano odası vardı. Orta kattaki salon aydınlık deniz manzaralıydı.

Şakir Paşa köşkünde kalanlar Şakir Paşa, eşi Sare İsmet, çocukları oğulları ve dört kızları, onların damatları, gelinleri, torunları, lalaları, Sare İsmet'in annesi teyzesi, iki erkek kardeşi, mutfak çalışanları, kızların mürebbiyeleri, bahçe çalışanları olmak üzere yaklaşık 10 civarında personel aynı kaynayan kazanlardan yemek yerlerdi.

Yemekler masalarda yenir, kadın erkek ayırım yapılmazdı. Herkesin yeri belliydi.

Bu konuda aile bireylerinin kitaplarını, röportajları okudum özetlemeye çalıştım.

Bir de kendi kendime düşündüm, bu düzeni bugün sürdürmek mümkün değil

Saygılarımla

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI