BİR DAVA VE GERİDE BIRAKTIĞI TARTIŞMALAR
Prof. Dr. Kemal Kocabaş
21 Haziran 2014 tarihinde 290037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan bir yönetmelik değişikliği ile 299 Anadolu Öğretmen Lisesi kapatıldı. Bunlardan 171’i Anadolu Lisesine, 52’si Sosyal Bilimler Lisesine ve 76’sı da Fen Lisesine dönüştürüldü. Böylece 1848’ten beri ülkenin orta öğretime dayalı öğretmen yetiştirme geleneği sonlandırılmış oldu. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler (YKKED) Derneği olarak çok haklı ve bilimsel gerekçelere dayanmayan, eğitim fakültelerinin, eğitim sendikalarının görüşlerini almadan, bu konuda bilimsel bir araştırma yapmadan, alınan bu karara karşı kayıtsız kalamazdık. YKKED olarak Danıştay’a dava açarak Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılmasına itiraz ettik. Aradan geçen dört yıl sonra 09.10.2018 tarihinde Danıştay Sekizinci Daire bizim talebimizi ret ederek, bakanlığın yaptığı işlemin hukuka aykırılığının olmadığını karar verdi ve Danıştay İdari Dava Kuruluna temyiz yolunun açık açık olduğunu belirten kararı Ocak 2019 başında avukatımız aracılığıyla derneğe ulaştı.
YKKED olarak dava açarken itiraz noktalarımız neydi?
1) Ülkenin eğitim sisteminin niteliğini tümüyle kaybettiğini, eğitimdeki nitelik kaybının en önemli nedeninin de eğitim fakültelerinin nitelikli öğretmen yetiştiremediği gerçeğidir. KPSS sınav sonuçlarına bakıldığında eğitim fakültesi çıkışlı öğretmen adaylarının Öğretmenlik Alan Bilgisi (ÖABT) ortalamalarının beklenen değerlerin çok altında olması bu saptamanın somut kanıtlarıdır. Ayrıca eğitim sisteminin tümüyle işlevini yitirdiği gösteren PISA, TIMMS, YGS sınav sonuçları nitelik kaybını işaret eden önemli ulusal ve uluslararası sınavlardır.
2) Eğitim fakültelerinin en önemli öğrenci kaynağı Anadolu Öğretmen Liseleridir. Ortaokul sonrası parasız-yatılı ve sınavla öğrenci alan bu okullara gelen öğrenciler tümüyle öğretmen olmayı hedefleyen bir “okul ikliminde” öğretmenlikle ilgili yoğun bir motivasyonla yetişmekteydiler. Bu okullardaki her tür kültürel-sosyal etkinlik, alınan pedagoji dersleri öğretmenlik meslek motivasyonunu erken yaşlarda kazandıran eğitsel süreçlerdi.
3) Her ülkenin bir öğretmen yetiştirme geleneği vardır. 1848’ten beri bu topraklarda öğretmen okullarında parasız-yatılı öğretim süreçleriyle çok başarılı öğretmenler yetişmiş ve ülkenin eğitim yoluyla gelişimi mücadelesinde önder olmuşlardır.
4) 299 Anadolu Öğretmen Lisesinden yirmi biri Köy Enstitüsü mekanlarıdır. Cumhuriyetimizin aşılamayan bu aydınlanma projesinin mekanları öğrenci emeği ile yapılmıştır. Bu mekanlar 1940’tan beri Köy Enstitüsü, İlköğretmen Okulu, Anadolu Öğretmen Lisesi olarak öğretmen yetiştirmenin anıt kurumları olmuştur. Bir kültürel miras olan enstitü mekanları öğretmen yetiştirme kültürünü yıllarca onurla taşımışlardır.
Bakanlığın gerekçeleri neydi?
Bakanlığın 2002 den beri uyguladığı eğitim politikalarının özünde dinselleştirme-piyasalaştırma ve Cumhuriyetin laik, demokratik, bilimsel eğitimini yok etmek amaçlı olduğunu yüzlerce örnekle kanıtlayabiliriz. Bakanlık önce Anadolu Öğretmen Lisesi mezunu öğrencilerine eğitim fakültesi tercihlerinde verilen ek puanı kaldırır. Sonra Anadolu Öğretmen liselerini kapatır. Kapatma gerekçesinde bu okullarda verilen beş pedagoji dersiyle öğretmenlik motivasyonunun kazanılamayacağını, lisans eğitimiyle bunun olanaklı olduğu tezini savunurlar. Kafalarının arka tarafında ne olduğunu bilmekteyiz. Enstitülerden geriye kalan ve orta sınıf ailelerin umudu olan parasız-yatılı bu okullara kapatma duygusunun egemen olduğu açıktır. Zira aynı gerekçeyi imam hatip liseleri ve imam hatibin orta okulları için öne çıkarmazlar.
Milli Eğitim Bakanı Prof.Dr.Ziya Selçuk Bu Konuda Ne Düşünüyor?
Bakanının bu konudaki açıklamaları ile Danıştay kararının çeliştiğini Selçuk Ayşe Böhürler ile yaptığı TV söyleşisinde (https://www.youtube.com/watch?v=cM6uIPZabcU) açık ve net olarak görebilmekteyiz. Bakan bu söyleşide Türkiye’nin 1950 sonrası kendi öğretmen yetiştirme geleneğinden koptuğunu,1980 sonrası masa başında kurulan eğitim fakültelerinin bu geleneği taşıyamadığını, kendilerini geliştiremediğinin altını çizer. Bakan Köy Enstitüleriyle ilgili olarak da “Köy Enstitüleri, doğru bir projeydi, Köy Enstitüleri projesinin devam etmeliydi, enstitüler kendi doğası içinde özgün bir tasarım içeriyordu” yorumunu yapar. Bakan devam ederek “Köy Enstitüleri gibi özgün tasarımın Türkiye'den çıkıyor olmasının da özellikle Marshall Yardımları politikası çerçevesinde düşündüğümüzde çok istenmediğini görüyoruz. Yani 'Türkler özel bir şey yapmasın, uçak yapmasınlar, Köy Enstitüleri gibi orijinal okulları olmasın, Türkiye'nin kendi demiryolu stratejisi olmasın'." İfadeleriyle çarpıcı açıklamalarına devam eder.
Günümüz Eğitim Fakültelerinin Başarı Performansı Nedir?
2017-KPSS ÖABT (Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi) sonuçlarını irdeleyelim. Öğretmen adayları, KPSS’de Genel Kültür ve Genel Yetenek, Eğitim Bilimleri ve Öğretmenlik Alan Bilgisi” sınavlarına giriyor. 2017-KPSS sonuçları sayısal verilere göre, Genel Yetenek net ortalaması 60 soruda 20.5, Genel Kültür net ortalaması 60 soruda 24.0, Eğitim Bilimleri net ortalaması ise 80 soruda 33,8 oldu. Bu üç testin sonuçları, öğretmen adaylarının net ortalamalarının kaygı verici, aday öğretmenler, testlerin ancak üçte birini doğru yanıtlayabilmiş… Öğretmen adayları Türkçe, Rehber Öğretmen, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ve Okul Öncesi Öğretmenliği alanlarında sınavda sorulan soruların yarısını ancak doğru olarak yanıtlayabilmiş. Diğer tüm alanlarda ortalama net sayısı ne yazık ki 25 netin altında. Durum bu kadar vahim. Bu sonuçların alınmasında pek çok neden var tabii. Eğitim fakültelerindeki iklim, ülkedeki üniversitelerin özgürlüğünü ve özgünlüğünü kaybetmesi ve bize göre de eğitim fakültesine gelen öğrenci niteliği…
SONUÇ: YKKED olarak bu davayı açma gerekçelerimiz devam etmektedir. Anadolu Öğretmen Liseleri ülkemizin öğretmen yetiştirme geleneğinin en son halkasıydı. Bakanlığın savunmasında belirttiği tez yanlıştır. Bu okulların varlığını sadece beş adet pedagoji dersinin varlığına gerekçe yaparak kapatmak akıl dışıdır. Öğretmenlik özel bir uzmanlık mesleği ise öğretmen yetiştirme ile ilgili “okul iklimi” de o denli önemlidir. Eğer Anadolu Öğretmen Lisesi mezunlarına yönelik bir çalışma yapılsaydı, bu çok açık ortaya çıkardı. Günümüzde eğitim fakültelerinin durumu yukarıdaki rakamlarda açıkça görülmektedir. Eğitim fakültesi çıkışlı öğretmenler Köy Enstitüsü, Öğretmen Okulu mezunu öğretmenlerin niteliğini maalesef yakalayamamışlardır. Öğretmen yetiştirme günümüzde ülkenin en önemli eğitim sorunudur ve eğitim fakülteleri bunu başaramamaktadır. Dört yıl sonra verilen Danıştay kararı, yargı bağımsızlığının önemini bir kez daha ortaya koydu.