"KÜSME-BARIŞMA" GELENEĞİMİZ
Çocukluğumuzda sıkça küsme diye bir davranışımız vardı. Birbirimize baka baka edindiğimiz bir davranıştı bu. Oyun sırasında bir gerekçe bulup küserdik. Belki akşama kadar ama en geç iki gün içinde mutlaka barışırdık. Genellikle oyun arkadaşlarımızın araya girmesiyle normale dönerdi her şey, Hatta arkadaşlar arasında küsme geleneğimiz bile vardı. Biz hiç küsmedik diyerek küstüğümüz arkadaşlar bile oluyordu .Nedense küsmeyi büyük bir marifet sayarmışız o zamanlar..
Büyüklerin küskünlükleri ise yıllarca devam edebiliyordu. Hatta küs oldukları için ölünceye dek bir araya gelemeyenler bile oluyordu.
Bu gün büyüdük. Küsmeyi bir ayıp bile saymaya başladık artık. Demek ki küsmek çocukluk dönemlerinde kalmıştı..
Ne var ki büyüdükleri halde küsenlere rastlayabiliyoruz bu gün. Örneğin Mısır ile sekiz yıl süren küskünlüğümüzü geçtiğimiz aya bitirmeğe karar vermişiz. Mecliste kabul edilen bir tezkere gereği,8 Yıldır devam eden küskünlüğümüzü bitirmek üzere ,Mısır ile dostluk grupları oluşturma kararı alınmış.. Hiç de bizimle ilgili olmayan bir oluşumdan ötürü tam sekiz yıl küs kaldık Mısır'la. Gerekçemiz de basitti. Sözde, Mısırda desteklediğimiz bir yönetime destek vermediğimiz bir darbe ile son verilmiş olması, Sanki dünyada tüm yönetim şekilleri bizim istediğimiz ve onayladığımız gibi, Mısırda bu gerekçeye sığınıp küstük. Başka devletlerin yönetim şekillerini beğenme ve beğenmeme seçeneğimiz varmış gibi.
Bu yanlış bakış şekli değil mi ki en yakın komşumuz Suriye ile ilişkilerimiz normalden uzaklaşmış durumda. 10 yıldan beri devam eden Suriye politikası bizi bölgede ve dünyada bir yalnızlığa bile itmiş görünmektedir. Suriye'nin yönetimini dayandırdığı bir anayasası varken onu beğenmeyip ipleri kopardık. Sonuçta ABD ve Rusya'nın bölgeye yerleşmesine zemin hazırladık. ABD zaten BOP projesi gereği burada olmak istiyordu. Şimdi olmasına neden olduk gibi. Önce Esadı Esad yaptık sonra nedense son zamanlarda bunu dilimize almadık. Galiba böyle denilmemesi gerektiğini söyledi birileri. Bu geçişten sonra bir de Mısır küskünlüğü gelince bölgede yandaşlarımız kalmadı gibi. Yunanistan bile uzaklardaki Mısırla ortak ilişkiler geliştirmeğe başladı .bu durum yeniden dostları aramaya sevk etti bizi. Bunun sonucu olarak sekiz yıl sonra Mısır'la yeniden dostluk ilişkileri aranmaya başladı.. Yani anlayacağınız çocukluğumuzda bizim yaptığımız gibi küs-barış sonra yine küs-barış diyerek büyümeğe çalışıyoruz..
Diyeceğimiz o ki hasıl yıktıysanız şu dostluk köprülerini yeniden yapınız şimdi. Oldukça ihtiyacımız var gibi..