"YANDAŞLIĞIN KÖRELTTİĞİ DÜŞÜNCELER"
Ekranda tartışmaları izlerken gördüklerimizden, yandaşlık denilen anlayışın insanların nasıl zavallı noktasına getirdiğini daha iyi anlayabiliyoruz. Biat ve itaat kültürünün aşıladığı yandaşlık bir yerlere bağlılığın ve itaat etmenin hiç bir ölçüsü olmadığını ve insanları düşünmeden nasıl alıkoyduğunu daha iyi anlayabiliyoruz. Spor alanındaki sözde yorumlarda siyaset alanındaki tartışmalarda bunu çok daha net görebilmekteyiz. Spordaki adına fanatiklik denilen bu duygu asla öteki takımlara karşı asla mantıklı olunamadığını gösteriyor. Özellikle kendini bir takımın yandaşı gören takımı için getirilen eleştiri olunca hemen "sizinkiler de böyle" demek zorunluluğunu hissediyor. Kendi takımları getirilen eleştirilere aynısı sizin için de vardır türünden yanıt verme ihtiyacını duyuyorlar. Biri kaç tane fanatik denilen spor yazarı öteki takımlara karşı rahatlıkla söylediği "bu şudur bu değildir" türünden suçlamaları kendi takımı için asla kabul etmemektedirler. Örneğin bu kesin fauldür kesin penaltıdır dediği pozisyonlar kendi takımı için yaşanırsa aynı şekilde diyemiyorlar. Spor programlarını izlediğiniz zaman bunun onlarca örneğin görebiliriz..
Siyaset fanatikliği de aynıdır. Kendi yandaşlarına toz kondurmak istemeyenler rakipler için en küçük bir olayı büyüterek gündeme taşımaya çalışırlar. Örneğin ekrana artan salgın olayları konuşulurken birisi, kongreleri işaret edince fanatik hemen ortaya atılıyordu. Ama CHP kadın kollarının toplantısı da aynı görüntü ile yapılmadı mı/Böylece birileri yapınca suç olmuyor ötekiler yapınca suç oluyor anlayışı öne çıkarılmak isteniyor ve eleştiriden kurtulmak amaçlanıyor. Aynı şekilde kapanmanın birinci günün büyük kentlerde yaşanan trafik görüntülerinden söz eden birisine yandaşın yanıtı hemen hazır. Bir yanlışlık varsa elbette hükümetimiz onun düzeltilmesi yoluna gider diye savunmaya geçiyordu hemen. Aşı konusunda sürekli şu kadar şurdan gelecek şu kadar doz alınacak söylemlerini eleştiren birilerine karşı yandaşın yanıtı ise daha ilginç geldi. Bu eleştirilerle hükümetin morali bozulmak isteniyor. Sanki hükümet vatandaşları eleştirenler kadar düşünmüyor. diye yanıtlıyor yandaş.. Belli ki yandaş kendisini eleştirenlerden hoşnut değildir. Hemen saldırıya geçmeyi görev sayıyor kendine..
Üstelik saldırıya geçerken vatan-millet edebiyatını da ihmal etmiyor. Bu saldırıların nedeni vatanseverleri zor duruma düşürmektir diye kestirip atıyor.
İçki yasağı konusunda ise daha da alevleniyor fanatik. Bu konuyu kaşıyanlar laiklerdir, onlar da hükümetin zorda kalmasını istiyor. diyen kişi ese sözde bir avukat çıkıyor. Oysa bu yasağın yasal nedenlere dayanmadığını söylüyor konuşmacılar ..Kısaca anlıyoruz ki yandaşlık etiketi birilerini körü körüne bağlılığa kendisine sunulanları kabullenmeye zorluyor. Sporda da böyle siyasette de..
Örneğin salgın sürecinde içki yasağının olduğu ülkelerde neden bu yasak var bizdeki ile aynı mı sorusuna yine avukat efendimiz, orada kimse bunu tartışmıyor. Bizde neden tartışılıyor diye soruyor. Oysa yasakların olduğu ülkelerde içki satışları değil ortalıkta içilmesi yasaklanıyor. Ama onla ir için fark etmiyor demek. O ülkelerde işçisi ne alıp sokakta içenler olduğu için getirilmiş bu yasaklar ama beylerimiz bunu göremiyorlar. Daha doğrusu görmek istemiyor. Yasak var ya, demeğe getiriyorlar Onun için siz siz olun fanatiklik denilen davranış örneklerini çocuklarınızdan uzak tutun. Yarından sonra fanatik olarak karşımıza çıkmasınlar..