Her düşünce akıldan gelmez. Akıldan gelmesi için akla dayanması gerekir. Akla dayanmak ise aklın öngördüğü kurallara uyması gerekir. Bu kurallar ise ilimin öngördüğü kurallardır. TANRI AKLI VERİRKEN İNSANLARA BU KURALLARA GÖRE KULLANILMASINI DA İSTİMİŞTİR. Ancak kurallara uygun ise düşünce bir gerçeği bir doğruyu ifade eder. Bu kuralların başında ise ÇELİŞMEZLİK İLKESİ gelir. Kural diyor ki bize, çelişki varsa düşüncede orada bir yanlışlık vardır. ÇELİŞKİNİN OLDUĞU DÜŞÜNCE YALANDIR, YANLIŞTIR. Bilim onun için bu ilkeye YANLIŞLIĞIN İLKESİ de demiştir
Geçmişte bir gazeteci dönemin başbakanına DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ sormuştu. Aldığı yanıt ise KİMSENİN DÜŞÜNMESİNİ ENGELLEMİYORUZ. YASAKLAMIYORUZ. Herkes istediğini düşünebilir, olmuştu. Bu gün de aynı cenahın zihniyeti budur. Onlar da düşünce özgürlüğünün kısıtlanmadığını ileri sürerler. Bunların anladığı düşünce özgürlüğü HİNDİLERİ GİBİ AKŞAMA KARAN BOYNUNU BÜKEREK DURMAKTIR. Oysa Düşünce özgürlüğü denilince düşünülenin ifade edilmesiyle akla gelir. Bu ifade özgürlüğü demektir. BU ÖZGÜRLÜĞÜN OLDUĞU YERDE DÜŞÜHCE ÖZÜRLÜĞÜNDEN SÖZ EDİLİR ANCAK..
Düşünce özgürlüğü herkes için gerekli değildir elbet. Çünkü insanın nasıl biri olduğu önemlidir bunun olabilmesi için. Örneğin bu özgürlük sadece ve sadece BEREYLERDE olabilir. Birey düşüncelerinde bir başkasına bağlı olarak değil kendi özgür iradesine göre karar verir. Demokrasinin öngördüğü insan modeli birey olduğu için, bu özgürlük de demokrasinin olmazlarından biri olmaktadır
Birey olamayan kişinin düşünme özgürlüğüne zaten ihtiyacı yoktur. Çünkü kendi iradesine göre değil bağlı bulunduğu anlayışın isteğine göre davranmak zorundadır. Yani onun elinde dilediği gibi düşünme seçeneği bulunmamaktadır.. Biat ve itaat kültürünün insanları için düşünce özgürlüğü ne önemlidir ne de gereklidir.
İNANÇ SİSTEMLERİNİN TÜMÜNDE BU İHTİYAÇ DEĞİLDİR. Çünkü insanların akıllarına göre değil inanç aktlarına göre karar vermeleri beklenir. Yani akıl inanç sistemleri için gerekli ve önemli değildir. Bir geri zekalı da bir düşünce özürlüsü de kolayca inanabilir .Ama bunlara bir bilimselliği kabul ettiremezsiniz.
Bayan sporcuların başarılarını birileri çekemediler. Neden onların kazandıklarıyla değil giydikleriyle öne çıkarıldılar. Hatta sosyal medyada birileri bu giysilerden dolayı ahlaklarının bozulduğunu bile yazıyordu..
Bir sürü taciz olayları yarken bozulmayan ahlaklarının giysilerle bozulduğunu sanıyorlar. ÇÜNKÜ ONLARIN AKLI ANCAK BU KADAR ÇALIŞABİLİR. Bu çalışmayla da elbette bayanların başarılarını çekemezler. Çünkü anlayamazlar da..