BESLENME ANLAYIŞLARI


       Her  toplumun bir beslenme kültürü beslenmeye bakışı varır. Bu kültür  ekonomik özelliklere bağlı olarak  sürekli değişebilmektedir aynı zamanda.. Beslenmeyi sadece karnını doyurmak ,yemek, içmek olarak algılayan toplumlar ve insanlar vardır. Beslenmeyi ihtiyaç duyulan vitamin değerlerinin alınması olarak görünler vardır.

    Tüm insanlar için beslenmenin olmazsa olmazı ekmektir. Kimileri  çoğu ekmek yiyerek kimileri yanına yiyecek maddeleri katarak gerçekleştirir. Ekonomik olarak  bu ikisine gücü yetmeyenler için beslenme gücü neye yetiyorsa onu yemekle gerçekleşir.

        Yatağanda çalıştığımız yılarda Polonyalıların bir  akşam yemeğine katılmıştım. Yemekte konuşmalar arasında bir  Polonyalının söylediklerini hiç unutamadım. Demişti ki adam: Çoğumuz yanlış bakıyoruz yemek işine.  Örneğin sevdiğimiz yemek-sevmediğimiz yemeklerden söz ediyoruz. Çünkü  küçüklüğümüzden beri buna koşullanmış olarak  yaşıyoruz. Ama yemek sevildiği için değil  vücudun ihtiyacı olduğu için yenmelidir. Sevmediğimiz yemekler arasında  bedene yararlı olanlar  vardır .Sevmek için değil ihtiyaç olduğu için yemek olayına bakılmalıdır.

   Bunları duyunca kendi yanlışlarımı hatırladım. Çoğu zaman yemekleri bize olan katkılarına bakmadan sevmek-sevmemekle değerlendiriyordum. Meğer yanlışmışım, yanılıyormuşum Yemeği vücuda olan katkıları açısından yaklaşmamız gerektiğini öğreniyordum o zaman.

   İnsanlar beslenmelerini kültürlerine uygun olarak yaparlar. Bu yüzden de dünyada şu mutfak, bu mutfak.türünden yemeklerin yapıldığını görüyoruz. Her toplum da kendi mutfağının en iyi olduğunu düşünür. Bazılarını kabul bile etmez, bazılarını küçümseyerek görür. Bizim gibi toplumların mutfağı daha çok ekmek üstüne gelişmiştir. Beslenme anlayışımız ekmek  varlığına dayanır çoğunlukla. Örneğin çok ekmek yemek beslenmenin göstergesi sayılmıştır uzun zaman. Ekmekle beslenmede bu gün Avrupa'nın ilk sırasında  yer alıyor. Yani Avrupa'da en çok  ekmekle beslenen toplumların başında gösteriliyoruz. Bizden sonra da Bulgaristan gelmektedir. Onlar da bizim gibi beslenmeyi çok ekmek tüketmekle sağlamaktadırlar.

   Geçtiğimiz günlerde ekmek üreticileri sendikası  adına yapılan bir açıklamada bu konuda Avrupa'nın birincisi olduğumuz söylenmişti. ARUPADA     40-50 LERLE SINIRLI KALAN EKMEK TÜKETİMİ BİZDE 200'ü geçmektedir, yani bir yalda kişi başına ekmek tüketiminde arpanın başında yer alıyoruz. Bizden sonra ise Bulgaristan'ın yer aldığını gösteriyor rakamlar

  Beslenmesini ekmek çoğunluğuna dayandıran toplumların zeka gelişimlerinin  de  buna uygun düştüğünü söylüyor araştırmalar, Çünkü zekanın gelişmesi bir çok   zenginliklerin olmasını gerektiriyor. Sadece ekmekle beslenmek ise bu zenginlikleri insanlara vermiyor.

      Avrupa'da ekmek tüketiminin en az olduğu ülke ise İngiltere imiş. Herhâlde dünyanın pek çok bölgesinde İngilizlerin siyasi gölgelerinin dolaşmasının bir nedeni bu olsa gerekir..

   İngilizleri yenmek için onları çok ekmek tüketmeğe alıştırmak gerekecek galiba..

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI