BOL BOL DÜŞMANLIK ÜRETİLİYOR

 

 

                                         BOL BOL DÜŞMANLIK ÜRETİLİYOR

 Demokrasi anlayışının kabul edemeyeceği kavramlardan biri düşmanlık kavramıdır. Çünkü bu kavram onun ANLAYIŞ, SAYGI. HOŞGÖRÜ özelliğinin kalkmasını getirir. Hangi canlı düşmanına karşı anlayışlı olmasını ister ki.. Siz bir insana başkalarına karşı anlayışlı hoşgörülü ve saygılı olmasını isteyebilir misiniz eğer onu düşman görüyor ve sayıyorsanız?

   Ne yazık ki siyaset anlayışımız sürekli düşman üzerine oturtulmuştur. Ünlü iş adamı Sakıp Sabancı bir konuşmasında bu siyaset anlayışını eleştirirken "Çevremizde herkesle düşman olduğumuz için yakın komşularla ticaretimiz çok zayıftır" demişti. Örnek olarak Suriye bizden değil Bulgaristan'dan alıyor yumurtasını. Çünkü siyasetimizi Suriye düşmanlığı üstüne dayandırılmışız diyordu Zabancı

   Bu düşmanlık anlayışı günümüze dek sürüp geliyor. BU KEZ DÜŞMANLARIMIZI YURT DIŞINDA DEĞİL DE YURT İÇİNDE artırarak yaşamak modunu seçmiş görünüyoruz. Önce toplum farklı siyaset anlayışlarına göre birbirine düşman yapılmış ve asla anlayış saygı hoşgörü yaratılamamış bu farklılıklar arasında.. İki ana kutba ayrıymış insanların birbirine bakışı dostluk üzerine, insanlık önceliklerine değil düşmanlık üstüne olmaktadır. Bunu körükleyen etnik farklılıklar inanç farklılıkları da büyütülünce artık düşmanların bir arada yaşamak zorunda olduğu bir toplum görüntüsüne dönüşmüştük. Egemen siyaset anlayışı bunu gidermek yerine sürekli körüklemektedir. Örneğin böyle sanatın içine tüküreyim diyen bir bakış tüm sanat çevrelerine düşman kesilmiştir. SÜNATI ANLAMAYA BİLGİSİ VE BECERİSİ YETERLİ OLMAYANLAR İÇİN SANITIN HER TÜRLÜSÜ ANLAMSIZDIR. Bu yüzden sanatçı düşmanlığı öne çıkarılmıştır ve dünyada görülmeyen örneklerle sanat çevrelerine önyargılı davranılmaktadır. Çünkü bu anlayışa göre sanat kendilerinin düşüncelerine katkı yapmıyor hatta eleştirel bakışı öne çıkarıyor.

  Bir büyük ve çok ama çok tehlikeli anlayış futbol sahalarına yerleştirilmek üzere. FUTBOL TAKIMLARI EN KÜÇÜK BİR FIRSATTA kendilerine karşı haksızlıklar yapıldığını dile getirme yarışında. Hele maçlardan sonra yapılan tüm konuşmalara bakarsanız birilerinin kendi haklarını yemekte olduğunu söylüyorlar. KENDİ TAKIMLARINA KARŞI BÜYÜK BİR DÜŞMANLIK BESLENDİĞİNİ BAŞARILARININ GÖLGELENDİĞİNİ İLERİ SÜRÜYORLAR. Sanki bu hakemleri atayanlar onların takımlara kötülük yapmasını ister gibi.. SİZ HİÇ BİR MAÇ SONRASI AÇIKLAMADA HAKEMLERDEN YAKINMAYAN BİR FUTBOL KULÜBÜ GÖRDÜNÜZ MÜ?  İster kazansın ister kaybetsin her takım hakemlerden yakınıyor. Birilerinin kendi takımlarının önlerini kesmek istediğini söylüyor. Ama kimse  o birilerinin kimler olabileceğini düşmanlıklarının nereden gelebileceğini söyleyemiyor. Yapılan SUÇLA VE BAŞARISIZLIĞINI BU ŞEKİLDE ÖRT olmaktadır. Suçlama ne kadar çok olursa kulüpler kendilerini o kadar hakları yenmiş olarak gösterdikleri için başarısızlıklarını örteleyebiliyorlar.

     İŞTE BU BAKIŞ TOPLUMDA BOLCA KARŞITLAR YARATMAK VE BU KARŞITLARIN BASKISINDA OLMAK MANTIĞINDAN GELİYOR. Siyaset ise bunun  koruyucusu ve öncüsü görünümündedir..

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI