ÇEVREYİ KİM KORUMALIDIR
Çevre söz konusu olunca yetkililerden bol bol nutuklar dinliyoruz. Özellikle çevrenin korunması konusunda mangalda kül bırakmayan konuşmacıları dinlemek zorundayız. Ağaç bayramlarında ağaç dikerken bol bol poz verenlerin çevreciliğine hayretle bakıyoruz. Keşke hepimiz bu kadar çok çevreci olabilsek diye geçiyor içimizden.. Orada duyduklarına inanan var mı bilmiyoruz ancak bir gerçek varsa çevrelerine sahip çıkan, çıkmak zorunda olan etkili ve yetkili denilen kişiler değil o çevrede yaşayan başta köylüler olmaktadır. Son günlerde ekranlarda sıkça yer alan Rize'de bir takım köylülerin çevreye sahip çıkma adına verdikleri mücadele olmaktadır. Özellikle köylü kadınlarımızın mücadelesi hepimize örnek olmalıdır. Çünkü köylü kadınlar çevrelerinin birilerine peşkeş çekilmesine ,canları pahasına tepki koyuyorlar. Köylü kadınların tüm kavgaları açılmak istenen taş ocağının getireceği, yaratacağı olumsuzlukların önlenmesi içindir. Yani köylüler çevreye zarar vermek isteyenlere karşı kendi geleceklerini de tehlikeye sokacak oluşuma karşı mücadele ediyor.
Taş ocağı açılırsa ne olacak? Örneğin bir başka yerde buna benzer bir mücadelede yetkili bir kişinin söyledikleri yansımıştı ekrana, diyordu ki o bay kişi, efendim burada sizin çocuklarınız çalışacak, işyeri açılıyor. Neden karşısınız buna? Yani o kişiye göre köylülerin bundan hoşnut olması gerekir, karşı çıkması değil..
O kişi çevrenin kirletilmesinden kimsenin rahatsız olmaması gerektiğini düşünmüş olmalı ki çevrecileri suçlamaya bile kalkışıyordu.
Yok maden ocağı yok taş ocağı diye yok edilmek istenen ağaçlar sadece bu gün orada yaşayanların çevresi değil gelecekte de burada yaşayanların çevresidir. Kim geleceklerin çevrelerini kendi malı olarak görür ve yok etmesine ses çıkarmaz? Gelecek kuşakların havasını, suyunu ,ağacını, ormanını, gölgesini çalma hakkını bu günün insanlarına yetkililerine kim veriyor ? Bu geleceklerin hakkı olan çevrelerin korunması işin bir iki köylü mü yapmalı yoksa bu sorumluluğu devletlerin mi üstlenmesi gerekir? Gelecek kuşaklara kalması gereken çevreni güvencesi devlet mi olmalı yoksa köylüler mi? Çevreyi korumakla yükümlü olması gereken bu gün orada yaşayanlar mı/Devlet niye vardır acaba? Devlet sadece o yeşillikleri yok edenlere izin belgesi vermekle mi yükümlüdür? Devletin çevreyi koruma görevini köylülere vermesi gibi bir işlevi mi vardır yoksa?
Yaşanılan çevreleri yok etme hakkını kim veriyor bu günün insanlarına? Bu hakkı kendinde bulanlara nereden alıyor bu icazetleri acaba?
Doğal çevreler sadece kendini onu koruma adına ortaya atanların görevi midir? Etkili yetkili olanların böyle görevleri yok mudur acaba? Yakın zamanda yine böyle bir eylemde köylülerin önünü kesen etkili ve yetkili kişinin söyledikleri ilginçti ,Örneğin diyordu ki? Adamın elinde izin kağıdı var. Bir şey yapamayız.. Buradan ne anlıyoruz biz acaba? Bu izni kimlerin verdiğini sorgulamayacak mıyız yoksa?
Yarından sonra çevrelerini yok ettiğimiz nesillerin aklarını düşünmeyecek miyiz? Korumayacak mıyız?İzin alan istedği ağaçları keserse gelecekte ağaçaları nasıl tanıyacak kuşaklar? Sorular o kadar çok ki.. Sorular neredeyse bizi suçlu saymaya götürüyor gibi. En iyisi keselim burada.