Öteden beri kimi üst düzey memurların birkaç yerden maaş aldıkları söylenir durur. Bu çifte maaşları kimlerin nasıl, nereden hak ediyor sorusunun soramıyor bu toplumun insanı. Çünkü önemli kişilerin taktiri ile yürüyor bu işler. Önemli kişiler de çifte maaşla görevlendirdiği kişilerin bunu nasıl ve neden hak ettiğini açıklamıyor. Belki de açıklamak işlerine gelmiyor..
Son günlerde bir bürokratın 80 Bin lira maaş aldığı konusu işleniyor kimi medyalarda.. Bunun yaygın bir söylenti haline gelmesinden sonra bin gazeteci merak edip konuyu adı geçen bürokrata sormuş. Bürokratın açıklamasına göre maaş öyle söylendiği gibi 180 Bin değil sadece, huzur hakkı ile binlikte, sadece 62,500 TL imiş. Bu paralar da o bürokratın yönetim kurulu başkanlığı yaptığı şirketlerden geliyormuş.. Yoksa öyle ileri sürüldüğü gibi bedavadan almıyormuş ne kadar alıyorsa..
Bu paraların alması elbette yasaların kendisine tanıdığı haklar sayesinde oluyor. Yani hak edilmiş kazançlardan geliyor bu. Yoksa öyle haksız yasalara aykırı olarak alınan paralar değil bunlar,,
YALNIZ YİNE MERAK EDİLENLER VAR BURADA.. Örneğin bu paralara layık görülen bürokratın bunları alma hakkını veren bir etik mi var diye sorulabilir. Yani bu toplumda işsizliğin had safhalara ulaştığı koşullarda neden bu tür bürokratlar birkaç maaş alabiliyorlar? Bu çifte maaşlar yasalara göre alınıyor. Ancak bir bürokratın yasal olarak birden fazla maaş almasını sağlayan özelliği ne olabilir? O işi ondan başka yapabilecek insan yok da ille ona verilmesi mi gerekiyor. Milyonlarca yüksekokulu mezununun işsiz olduğu koşullarda birilerinin birden fazla maaş hak etmesini gösterecek hangi ekonomik, sosyal gerekçeler olabilir ki? Bu gerekçeleri sadece o kişilerin çifter maaş almasını sağlamak için mi getiriliyor yoksa gerçekten devletin ona ihtiyacı olduğu için mi buluyorlar? Çünkü bu çifter maaşlar devleti kullanan anlayışların birilerine uygun gördükleri paralardır. Devletin böyle birilerine ihtiyacı olduğu için değildir.
Bu toplum koşullarında bu tür kazançların herhangi bir değenle örtüştüğünü kimse söyleyemez. Dine, ahlaki ve öteki değerlerin hiç birisi bu maaşları hoş göremez, verilmesini kendine uygun sayamaz. Çünkü bu verilenleri verenlerin cebinden çıkmıyor devletin kasasından çıkıyor. O kasada ise henüz doğmamış bebelerin hakları vardır.. Ortaya çıkan gerçek ne diyor bu konuda? Devleti kullanan anlayışlar isterlerse bu doğrultuda kullanabilir diyor. DİYOR AMA BUNU BİZİM SORGULAMAMIZ GEREKMİYOR MU? Yanlışlık varsa, eksiklik varsa onun yanıtını aramamız ve sorusunu sormamız yurttaş olarak bize düşmüyor mu? Değerler edebiyatı yapmakta mangalda kül bırakmayanların bu örneklerin hangi değerlere göre olabileceğini açıklamalarını istemek hakkımız değil mi?