DEMOKRASİ ANLAYIŞLARI FARKLI OLABİLİR Mİ?

                              DEMOKRASİ  ANLAYIŞLARI FARKLI OLABİLİR Mİ?

             Düşünceler farklı olabildiğine göre demokrasi anlayışlarının da farklı olması kaçınılmazdır. Nitekim dünyamızda demokratik denilen toplumlarda bunun açık örneklerini görebiliyoruz. Demokrasiler de bu farklılıkların üzerine oturmuştur dünyada. Bu farklılıkları bir noktada birleştirmek ereği ile ortaya çıkmıştır   anlayışlar

       BU FARKLILIKLARI GETİREN ÇOK FARKLI ÖZELLİKLERİ VARDIR İNSANLARIN VE TOPLUMLARIN. Başta biyolojik farklılıklar olmak üzere sosyokültürel, psikolojik farklılıklar birleşince farklı anlayışların oluşması çıkar ortaya.

    Demokrasi farklılıkları içeriğinde insanların ve toplumların bir yaşam biçimidir. Farklılıklar bu yaşam biçiminin farklılığını da getirmiştir. Bu farklılık da aynı zamanda toplumların yönetim anlayışlarının farklı olmasını getirmektedir. Onun için demokrasiyi YAŞAM VE YÖNETİM BİÇİMİ  olarak tanımlarız çoğu zaman.

   Hakkında ne söylenirse öylensin ,nerede olursa olsun; hangi toplumlarda yaşanırsa yaşansın demokrasinin tek bir  büyük özelliği ve güzelliği vardır. O da demokrasinin olmazsa olmazı ANLAYIŞ, SAYGI , HOŞGÖRÜdür. Bunlar olmadan hiçbir toplumda demokrasiden söz edilemez. Bu özellik özellikle günümüz toplumları için daha çok anlamlıdır. Çünkü bu günün toplumları çok farklı insanların birlikte yaşamak zorunda kaldıkları toplumlardır. Etnik olarak inanç biçimleri olarak. ekonomik, sosyal, kültürel farklılıklar olarak birbirinden çok farklı insanların birlikte yaşamak zorunda kaldıkları toplumlardır .Bu zorunluluk  birlikte yaşayanların birbirlerine anlayışla, saygıyla, hoşgörü ile bakmalarını getirmektedir. Çünkü bu şekilde bir yaşam kurulamazsa orada her türlü çözüm bekleyen sorunların olması kaçınılmaz olacaktır.

      Bu  açıdan bakılınca bizim kurduğumuz yaşam ilişkilerimizde bir büyük eksiklik göze çarpmaktadır. O da demokrasi dinelen yaşamı kurmakta zorluklar çektiğimizdir.

   Demokrasinin ,olmazsa olmazlarını kurabilmek için bir tartışma kültürünün yaratılması kaçınılmazdır. Yani anlayış ,saygı, hoşgörü denilenin yerleşebilmesi için toplumun bir kültürünün olması gerekir. Elbette toplumların kültürleri vardır ama demek istediğimiz kültür, olması gerekenin tartışma kültürünün bulunması gerekir.

   Bu kültürden yoksun toplumlarda bir ortak noktanın yaratılması asla mümkün olmayacaktır. Siyasi anlayışımızda öteden beri bu eksiklik göze çarpmaktadır. Tartışma kültürü çok ama çok önemlidir demokratik yaşam için.

  Siyasi anlayışlar kendilerinin sesinin en çok yükseldiği karşıtlarını en çok suçladığı durumlarda toplumdan puan alacaklarını düşünüyor. Böyle olurca da asla anlayış, saygı ve hoşgörülü yaklaşımlar gerçekleşemiyor. Siyasi koşullandırma    "BİZİM LİDERİMİZ SİZİNKİNİ MAT ETTİ" ekseniyle belirlendiği için tartışma kültürü de yaratılamadı. Kendilerinin mutlak doğru görenler başkalarının doğrularını bile kabul etmemektedirler, Demokrasi bu anlayışı kaldıramıyor. Kaldıramadığı için de  bu konudaki sıralamalardan  sonlarda yer alıyoruz..

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI