DEVLETİN YAPMASI GEREKENİ KÖYLÜLER YAPINCA
Köylüler ne yapıyor? Yaşadıkları çevreyi korumak adına büyük bir mücadele veriyor. Önce kendi tarım alanlarını korumaya çalışıyorlar. Ağaçları otları yeşillikleri, sadece kendilerinin değil o alanda yaşayan canlıların çevrelerini, yaşam alanlarını korumaya çalışıyor. Maden çıkarmak adına, taş ocakları yaratmak adına delik deşik edilen varlık alanlarını korumaya çalışıyorlar. Yani doğanın kendilerine sunduğu VAR OLMA KOŞULLARINI yitirmemek için çalışıyorlar. Sadece kendilerinin değil yüzlerce canlının yok edilmek istenen varlık alanlarının, sadece bu gün için değil onlardan sonra gelecek tüm nesiller için koruma kavgası veriyorlar..
Köylüler biliyor ki kendileri sahip çıkmasa, kendileri korumasa bu çevrelerinde ne bir ağaç olacak bundan sonra ne otlar bitecek. Ne sular akabilecek.. Bunlar olmasın diye korumaya çalışıyor güçleri yettiğince..
Köylüler biliyorlar ki ağaçlar yeşillikler, rüzgar için, yağmur için yaşayabilmek için canlıların buralarının korunması gerekli.. Sadece gerekli değil zorunlu da aynı zamanda. Bu sadece bu gün için değil tüm gelecekler için de gerekli..
Bu yaşam alanlarını sadece korumak değil geliştirmek, iyileştirmek, daha iyi bir yaşam alanı yaratabilmek için birilerini çevreyi ,doğayı koruması gerekli..
Bu görev kimin acaba? Elbette köylülerin değil.. Önce devletin görevidir bu koruma. Devlet birilerine varsıllaşma alanları yaratmak yerine hem bu günün insanlarına hem gelecek nesillere bir yaşam alanı yaratmak ve bırakmak zorundadır. DEVLETİN BU GÖREVİNİ KÖYLÜLERE YÜKLERSENİZ NE OLUR?
Devlet, benim görevimi benden alıyorlar diye gücenir. BENİM YAPMAM GEREKENLERİ BENİM YERİME BAŞKALARI YAPIYOR DİYE ALINIR..
Devlet alınırsa gücenirse ne olur? Onun yapması gerekenleri yapıyorlar diye oradaki köylülere kızmaz mı?
Kızarsa ne yapar devlet? Kaz dağlarında ne yaptıysa.. İkizdere'de ne yaptıysa.. Burada acaba hangi canlıların yaşam alanlarını yaratmak düzenlemek için hangi görevleri yapıyor?
Bu görevlerini yaparken gelecek kuşaklara nasıl bir çevre, nasıl bir yaşam alanı bırakacak acaba?
Ancak doğal humum anlayışının gelişmesini sağlayan bir söylemi hatırlatsak acaba yine alınır mı devlet? Şöyle diyordu o kişi: Doğal çevre hiç bir kaygıya hiç bir öngörüye hiçbir çıkara feda edilemez.. Yani diyor ki bu adam: Burada zenginlikler yaratacağım, çıkaracağım diye çevrenin yok edilmesini asla savunamayız.
Ne dersiniz acaba doğru mu söylemiş yüzlerce yıl önce bu adam?