Finlandiya'nın NATO gündeminde yer almağa başladığı günlerde" Ben varken asla olmaz" türünden bir çıkışımız olmuştu.. Biz bu çıkışı yüksek sesle dillendirirken birileri "FİNLANDİYA NATO'YA GİRECEK" diyerek beyanatlar veriyordu..
Gel zaman git zaman bir ay sonra RATO Finlandiya'nın üyeliğini açıklıyordu. Demek ki FİNLANDİYA NATO'YA GRECEK diyen falcının söyledikleri doğru çıkıyordu.
Bu gün artık kazanımlarımızı konuşuyoruz. Şunu sağladık şunu kazandık türünden açıklamalar oluşturuyor artık gündemimizi..
Geçmişte de buna benzer bir NATO maceramız olmuştu.
Yunanistan'ın NATO ya kabulünü önceden onaylamamıştık.
Dönemin etkili ve yetkili kişisi olan Evren Paşa Türk-Yunan ilişkilerinde yaşanan olumsuzlukları ileri sürerek komşumuzun NATO'ya girişine sıcak bakmayacağımızı söylemişti.
Günlerce süren görüşmelerden sonra ABD'li bir yetkilinin sözünü kazanım kabul ederek onayımızı vermiştik.
Ancak komşumuzla ilişkilerimizde yeni bir sayfa açılamamıştı . O zaman o arabulucuya devreye girip duruma müdahale etmesini istedik ama verilen yanıt hiç de sözün verildiği gibi olmamıştı.
Örneğin o yetkili "benim zamanımdaki kişilerin hepsi değişti bir şeye yapamam" demişti.
Önümüzde yine zorlu bir süreç görünüyor.
Örneğin sırada Kıbrıs Rum Kesiminin üyeliği varmış.
Bu görüşülmeye başlanacağı zaman demek ki yine gündemimiz önemli olacak.
O zaman daha çetin bir dönem bekliyor gibi..
Uluslar arasında en büyük sıkıntımız hukuk sisteminden kaynaklı gibi görünüyor.
Çünkü batı hukukunda çok büyük ayrılıklarımız vardır.
Bu da ize bakışı etkileyen etmenlerdendir.
Örneğin bizim anlayışımıza göre suçlu sayılan kimi eylem ve düşünceleri batı suçlu olarak görmüyor.Bu önemli bir ayrılık konusu oluşturuyor.
Bu gün Finlandiya ile pek çok konularda görüş ayrılıklarımızın bulunmasını bununla açıklayabiliriz