Ormanlık alanlarını delik deşik ediyorlar.. Suların kirlenmesi pahasına her yeri kazıyorlar sulak alanları kirletiyorlar.. Zeytin ağaçlarını yok ediyorlar. Tarıma en elverişli alanları birilerinin kazanması uğruna tüketiyorlar.. Oysa bu alanlar, insanların doğuştan getirdikleri haklarının başında yer alıyorlar. Yani birilerinin kazanması için heba edilen bu alanlar bizim en temel doğal haklarımız içinde olan alanlardır. Bu doğuştan getirdiğimiz bizim de en temel doğal haklarımız olarak saydığımız, bizim ve orada yaşayan tüm canlıların varlık koşullarıdır. Yani var olmaları için zorunlu olarak var olması gereken doğal koşullardır. Biz ve buralarda yaşayan canlılar bu koşulları bizden önce burada yaşayan öteki canlılardan miras olarak devraldık. Bu devraldığımız mirası da kendi öz malımız gibi kullanamayız. Onu bizden sonrakilere bırakmak üzere devraldık yok etmek için değil.
Bu gün Avrupa topraklarında çimento fabrikalarını yasaklamıştır. AVRUPALI ÇİMENTO FABRİKALARININ ÜLKENİN DIŞINDAKİ BÖLGELERDE KURMAKTADIR. Çünkü biliyor ki bu fabrikaların çevreye verdiği zararın telafisi mümkün değildir.
Doğal haklarımızın başında doğuştan getirdiğimiz haklarımız gelmektedir. Doğuştan getirdiğimiz hakların başında da sağlıklı bir çevrede yaşama hakkıdır. İnsanların bu hakları hiçbir şekilde ve hiçbir şey için feda edilemez. EFENDİM BURADA MADEN VAR, BURADA ŞU ZENGİNLİK VAR ONUN ORADA KALMASININ BİZE KATKISI YOKTUR. Onun için biz o madeni çıkaralım da ekonomiye kazandıralım mantığı asla doğru değildir. O maden orada bulunuyorsa biz onu oradan çıkarıp kullanalım diye değildir. Doğal yapı gereği orada olmak zorundadır
BURADA HEMEN ŞU ÖRNEĞİ GÖRMEMİZ GEREKİR. Bu günkü Afrika ağaçların kesilmesi tarıma elverişli alanların yok edilmesi. Burada kömür var şurada altın var diyerek doğanın yok edilmesinin bir sonucudur. Tarihte okuduğumuz Afrika'nın yerine gelmiştir bu günün Afrikası. İnsanların o zenginliklere göz koyması sonucu olmuştur olanlar.
Yok edilen doğayı insanların yeniden kurması da mümkün değildir. İnsan doğanın üstünde binalar yollar kurabilir ama doğanın doğuştan gelen şeklini asla yerine getiremezler. Yanı onun ilk dönemlerindeki gibi olmasını sağlayamazlar.
Bunun en güzel açıklamasını ise bazı depremlerden sonra yapılmaktadır. Denilenlere bakılırsa denizlerin taşması olayı denizin eski yerlerine sahip çıkmasından dolayı yaşanıyor Yani çeşitli nedenlerden dolayı kıyıları doldurulmuş. Yatakları değiştirilmiş suların eninde sonunda kendi asıllarına dönecekleri söylenmek isteniyor. Çünkü insan eliyle ne kadar değişim yapılsa da doğanın özüne ulaşmak mümkün olmuyor.
Ne acıdır ki bunlara izin verenler bizden birileri. Onları da iyi tanıması gerekir bizlerin..