Her toplumda ve her devirde,yönetim anlayışlarının sıkıştıkları zaman,açıklamalar yapmakta zorlandığı zaman hemen bu masala sarılırlar.
Çoğu zaman buna bir de "iç ve dış düşmanları" söylemese eklenir.
Böylece yönetim anlayışları kendini savunma şansı yaratırlar. Özellikle demokrasinin az geliştiği toplumlarda bu kural değişmez.
Demokrasinin eksik olduğu toplamlarda ise yönetim anlayışlarına bu bakış şekli büyük katkılar sunmaktadır.
Çünkü bilinçsiz insanların çoğu bu söyleme inanarak yöneten anlayışın sorumlu olmadığını düşünürler.
Tüm suçların bu güçler tarafından yapıldığını,yaratıldığını bunun da yönetim anlayışlarını zor durumda bırakmak için yapıldığını savunurlar bu söyleme inandırılmış kişiler.
Bu bitmeyen masalı kimler anlatırlar?
Demokrasi, hak, hukuk ve özgürlüklere inanmayan,birey olamamış,kul mantık ile yetiştirilmiş olan insanlar anlatır ve kullanırlar bunu. Çünkü kendini kul alarak gören ve bu şekilde yetiştirilmiş olan kişi BİAT ve İTAAT kültürü ile yetişmişlerdir. Öteki tüm insanlara bakışları da bu açıdan olmaktadır. Yani onlar insanların kendi akıllarıyla hareket edebileceğini düşünemezler. İlle de hareketlerinde başkalarının yönlendirmesi olduğunu düşünürler.
Geçmişte ülkemizde bir GEZİ OLAYLARI olgusu yaşanmıştı.
Tüm basın organları günlerce bu konuyu işliyordu.Bu olayların yaşandığı günler okulların yaz tatiline girmek üzere olduğu bir zamandı.
Bir grup ortaokul öğrencisi ellerinde kanreleriyle özgürlük meydanına gelmiş ti.yaklaşık 6-7 kişilik bir gruptu ve yaşları on-on iki ıvararındaydı.Onlar bankların birinde otururken iki sivil kişi yanaştı yanlarına.Birisi burada ne arıyorsunuz diye sordu.Çocuklar karnelerini alıp dinlenmek için oturduklarını söylerken ötekisi hemen onları korkutmak isteyen bir ses tonuyla:Söyleyin bakalım sizi hangi öğretmeniniz gönderdi,diye sordu.Çocuklar korktukları için olsa hemen oradan uzaklaştılar.
O günlerde birkaç kez bunu konu etmiştik bu köşede.İki sivil kişinin bu tavrı genel olarak bir anlayışın bir bakış şeklinin tavrından geliyordu. Bu kişiler herkesin her hareketlerinde ille de başkalarından talimat aldığına koşullanmıştı çünkü.yani onlara göre bunlar bir yerden emir almadan yapamazlardı bu hareketlerini.Onları eğiten anlayış böyle eğitmişti çünkü.
Kazakistanda yaşananları da bu gün aynı anlayış aynı mantıkla açıklıyorlar. İlle de olaylarda bir dış parmak arama alışkanlığı devam ediyor.Elbette ülkelerdeki kimi olayların gerisinde dış güçlerin parmağı da olabilir.Bu dünyanın her yerinde olabilecek bir olgudur.Ama öncelikle bu dış güçler masalıyla açılamanın ana nedeni olduğunu görmek gerekir.bu masal iç güçlerin sorumluluklarını,olayların belli noktalara gelmesini örtebilmek için kullanılır
12 Eylül öncesi özelliklere solcu öğrencilere en çok sorulan soru buydu: Size kim emir verdi?
Bu paraları kim verdi?
Bir eylemin olabilmesi için ille de dışarıdan birilerinin emir mi vermesi gerekir yoksa?
Demokrasilerde,hak ve özgürlüklerin olduğu yerde bu masallara artık yer kalmamıştır beyler.