Bu yıl yapılan ÜLKELERİN MUTLULU sıralamasında Türkiyenin yeri 143 ülke içinde 98 sıra olarak belirlenmiş.
Yine en mutlu ülkeler sıralamasında Finlandiya ilk sırada yer almış.
Komşuları da ilk sıralarda yerlerini almışlar. Finlandiya'nın bizim gibi" NE MUTLU " diye bir deyişleri yok ama her sene bu birinciliği kimseye bırakmamaktadır..Demek ki demekle olmuyor bu iş başka şeylerin söylenmesi ve yapılması gerekiyor,,
Bu sıralamanın son sırasında da Afganistan ve Lübnan yer alıyormuş.
ABD ise 23 sırdaymış.
Genellikle 15-25 yaş arası gençlerin düşünüldü sıralamalarda Finlandiya'dan sonra ikinci sırayı Danimarka almış. Bu neye göre çıkan bir sonuç muş?
Kişi başına düşen milli gelir ilk kullanılan ölçü olmuş. Sonra sağlıklı yaşam beklentisi, sosyal destek beklentisi, özgürlük ve yolsuzluk gibi ölçütler kullanılmış. Bu açıdan tüm İskandinav ülkeleri ilk onun içinde yer almış. Gerçi bu ülkeler insanla ilgili tüm ölçeklerde sürekli ilk onun içinde yer alıyor. Bu mutluluk sıralamasında da elbette ilk sırada yer alacaklardı..
Acaba bizim bu İskandinav ülkeleri gibi her olumlu alanda ilk onlarda yer alma şansımız olur mu? Neden olmasın ama bu şansı kim verecek bize?
Herhalde bu ülkelerin maneviyatları çok yüksek olduğu için değildir bu noktalara gelirken, o zaman bunun bir açıklaması olmalıdır.
Neden biz onlar gibi olamıyoruz/ Hangi koşulları getirmemiz gerekir ki kendimizi olan gibi bulabilelim..
Her gün değerler edebiyatı yaparak çocukların akıllarını karıştıranlar bunun nedenlerini de onlara anlatabilmelidir. Çünkü onların yaptığı değeler edebiyatı bizi bu noktaya getirmeye yetmiyor.O zaman oturup onlarla kendimizi karşılaştırmamız gerekmiyor mu?
Neyi karşılaştıracağız?
Önce aklı. Onlar nasıl kullanıyor biz nasıl?
Örneğin onarda hiçbir insan mülk benim değil tanrının diyebilir mi diyemez mi?
Bunu açıklamamız gerekir çocuklarımıza.
Bizde mülk tardının sayılıyor ama onlarda öyle sayılmıyor. Demek ki bunu sorgulamak gerekir önce. Onlar doğduktan sonra neyi bilenden farklı yapıyorlar ki her alanda bizden önde bulunuyorlar/bunu kendimize sorabilmeliyiz. Çünkü aradaki fark birilerin yazgısı değil. Bu fark bir anlayışın sonucu ortaya çıkıyor. İşte o anlayışı sorgulamaktan başlamalıyız önce. Bunu sadece akma dayanarak yapmalıyız. Çünkü onların her alanda önde olmalarını sağlan sadece akıldır.
Biz ne zaman bu akla ulaşırsak ancak ozan onların bilimde, sanatta, hukukta, felsefede ulaştığı düzeye doğru yol alabiliriz.
Başka yolu yok bunun..Dilik ve temennilerle de hiç olmaz..