İnsanlığın eski dönemlerinden beri inanç sistemlerinin akılla kavgaları vardır. Özellikle akıl ve inanç çelişkilerinde aklı küçümseyen yaklaşımlar sergilemişlerdir. Çünkü inanç sistemlerinin akıldan üstün olduğunu savunmak zorundadırlar. Bu ise onların akıla karşı olmalarını getirmektedir.. Özellikle aklın üstünlüğünü kabul ederlerse inançların zayıflayacağını düşünürler ve bundan korkarlar. Asıl korunun nedeni ise aklın sorabileceklerine yanıt verememe korkusudur. Böyle olunca da aklı küçümsemek zorundadırlar. Aklı tanrı değil de şeytan yaratmış gibi insanları akıldan uzak durmaya zorlamaktadırlar. Oysa tanrı aklı yaratırken ve onu süs olsun diye, yük olsun diye değil en doğruyu bulabilsin diye yaratmıştır. Tanrı insanların kullanmasını istemediği veya sakıncalı bulduğu bir organı niye versin ki?
İnanç sistemlerinin akılla savaşması şu veya bu inançla ilgili değildir. Tüm tek tanrılı inançlarda bu kavga olagelmiştir. Hristiyanlık uzun yıllar bu kavgayı öne çıkarmıştır ve yapmıştır. Ne zaman bilimlerin gelişmesi sağlanmış ve kabul edilmiş insanların akla karşı duruşları da ortadan kalkmıştır. Zamanla bu akıl düşmanlığı tüm dinlere yayılmıştır. İnanmak için akla ihtiyaç yoktur. Sadece inanmış olmak yeterlidir. Bir küçük çocuk bile, bir akıl hastası bile rahatlıkla inanabilir ama aklın doğrularına çocuk ve akıl hastasının aynı şekelde kabul etmesi beklenemez.
Felsefe tarihinde aklın gücüne üstünlüğüne inanan düşünürler olduğu gibi inanmayanlar da yani akla karşı çıkanlar da vardır. Hem öteki dinlerde hem Müslüman filozoflar arasında bulunur bu tür insanlar.
Son olarak Diyanetin akla karşı duruşunun açıklayan ünlü başkanı olmuştur. Sadece akıl ile doğruyu bulmak imkansızdır diyerek felsefede aklı olan düşmanlığın bu gün de devam etmesini getirmiştir. Görünen o ki dinci anlayışların akla olan düşmanlıkları hala devam etmektedir. Bunların görmesi gerekin ise bu günün bilimin gelmiş olduğu en son noktadır. Bu noktaya insanlar tesadüfen gelmemiştir. Bu noktaya aklın öncülüğünde yapılan çalışmalar sayesinde gelinmiştir
Dünya aynı zamanda şunun kanıtlamıştır ki akıldan başka yol göstericilere sapmış olanlar aslı uygarlık denilen düzeye gelememiştir ne geçmişte ne de günümüzde. Bu gün akıldışı önceliklere kapılıp da toplumunu bilimde kültürde sanatta demokraside bir yere getirebilin bir tek örnek toplum yoktur
Akıldan korkmayın beyler. Çocukları da korkutmayın sakın.