ONLARIN GÜNÜDÜR 17 NİSANLAR
Onlar artık yoklar
Çekip gittiler çoğu bu dünyadan
Birer birer ayrıldılar
Biz uyurken geceleri
Gökyüzünde dolaştılar
Zincir yaptılar güneş ışıklarından
Yıldızları astılar
Geceler boyu parıldadı ışıkları
Karanlıkları dağıttılar
Oradan geliyor bu aydınlıklar
Köyden gelmişti her biri
Yokluğu ve yoksulluğu
Başkalarından değil
Yaşadıklarından biliyorlardı
Ne çorapları vardı ayaklarında
Bozkırlar gibi çıplaktı
Ne gömlekleri sırtlarında
Çarıktandı ayakkabı diye giydikleri
Uzaktan bakınca her birine
Kopyasıydı sanki birbirlerinin
Hepsi çocuktu
Ama hepsi köylü
Bu olsa gerek eşitlik dedikleri
İşti o zaman küçük beyinleri
Söz verdi içinden herkes
Değiştireceklerdi önce
Kendi kaderlerini
Ve köyün kaderlerini
Yol yapacaklardı önce
Uzak yakın demeden
Suyu getireceklerdi
Ve yeşerecekti sonra kırlar
Yeşerecekti
bahçeler
bir sağa bir sola
selam verecekti başaklar
söylerken uygarlık türkülerini
kulaklarında çınlıyordu şimdi
Tonguç babanın söyledikleri
Dinleyin çocukları dinleyin
Artık gidiyorsunuz köylerinize
Siz gittiğiniz her yere
Kovacaksınız karınlıklardan kalan her şeyi
Işık götüreceksiniz en ücra köşelere
Ve onlar işte bu sözleri tutular
Dağıttılar tek tek ne varsa karanlık diye
Işık yaktılar
Işık oldular
Buydu işte tüm düşleri
Anadolunun beklediği
Ve bu düşlerini gerçekleştirdiler
Birer birer yola çıktılar
Uygarlık mirasını bize bırakarak
Aramızdan ayrıldılar
Güle güle size
Teşekürler size
Teşekkürler hepinize
Gözünüz kalmasın geride
Öyle bir söz veriyoruz bizden size
Gözünüz kalmasın geride..