SEÇİME KATILANLAR KİMLERDİR

                   

    Sıradan insanlara sorsanız yanıtınız   "vatandaşlar katılıyor " olacaktır..

İnsanların çoğunluğundan da aynı yanıtı alırsınız. Oysa seçimlere katılanların vatandaş değil YURTTAŞ olduğunu söylesek ne olur acaba? Çünkü seçimlerde bir de katılmayanlar bulunur.

Bu katılmayanlardan kimi vatandaştır aynı zamanda.

Bu katılmayalar arasında yaşı  uygun  düşmeyen, fiziksel, zihinsel engelleri bulunanlar da vardır ve bunların da adı vatandaştır, Örneğin birkaç gün önce doğan çocuklar da vatandaştır devletin yasalarına göre .Ama devletin yasalarında vatandaş olarak kabul edilenlerin bir kısmının seçime katılma durumları olamamaktadır. Yani onlar devletin yasalarına göre vatandaştır ama yurttaşlık haklarına henüz erişmiş değillerdir. Demek ki seçimlere vatandaşlar katılıyor demek yanlıştır.

    Aristo siyaseti tanımlarken şöyle demişti üç bin yıl öncesinde..

Siyaset, yurttaşların ülke sorunlarıyla uğraşma  işidir. Aristo vatandaşların uğraşması dememiştir, yurttaşların uğraşması demiştir.

 Her yurttaş aynı zamanda vatandaştır ama her vatandaş aynı zamanda yurttaştır denilemez. Yukarıda belirttiğimiz gibi yen doğan bir bebek vatandaştır. Bir akıl rahatsızlığı sorunu olan kişi  vatandaştır. Ama bu vatandaşlar  için aynı  zamanda  yurttaştır denilemez,

    Vatandaş olmak için yeterli olan  ne devletin kendine göre belirlediği koşullar vardır. Bunlara sahip olan her kimse o devletin vatandaşı olabilir

   Yurttaş için de belirli koşullar vardır. Bunları da devletler kendilerine göre belirlemiştir.

Bunu belirlenen koşullara uygun olan her insan yurttaşlık haklarından yararlanır.

     Demokrasiler yurttaşlara ,kendilerini yönetecek anlayışları tayin etme-seçebilme haklarını tanır. Yurttaşlar da bu haklarını seçim yaparak kullanırlar. SEÇİM ÖNLERİNE SUNULANLARDAN BİRİLERİN TERCİH ETME İŞİDİR. Bu  aynı zamanda tercih edilen kişi ve anlayışlara "EL BİZİ YÖNET"

 GÖREVİNİN VERİLMESİ DEMKETİR.

   İnsanlar hem tercih yapabilmeleri ,hem böyle bir görevi verebilmeleri için. Demokrasilerin koşulu onların birey olmalarıdır. Yani birey olarak bu işi yapabilirler ancak. Onun için demokrasinin insanı  sıradan insan değil BİREY olabilmiş insandır.

KUL insanı kabul edemez demokrasiler. Çünkü birey ancak kendini en uygun olan kararı verebilir. En uygun olanı seçebilmesi için kendi özgür iradesini küllenebilmesi gerekir. Bu da ancak BİAT  ve İTAAT kültürünün geçerli olmadığı dünya görüşlerinde mümkündür. Seçimini  başkalarını emirlerine göre yapan insanların seçecekler kendi anlayışına göre değil kendisine verilenlere göre seçeceği. O ZAMAN  DA   TAM BİR ÖZGÜRLÜKTEN SÖZ EDİLEMEZ.

  Dünyada demokrasinin henüz tam oluştuğunu söylemek  zordur. Çünkü insanların yarısı biaat ve itaat kültürüne uygun olarak karar vermektedir.

Demokrasiler ise mutlak özgür iradeye bağlıdır. O varsa demokrasiler olabilir ancak..

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI