SİYASET ÖNCÜLÜKTEN ÇOK UZAK

 

 

                                SİYASET ÖNCÜLÜKTEN  ÇOK UZAK

            Toplumun öncü güçleri vardır. Bunlar yol göstererek o toplumun olması gereken yerlerde yer almasını sağlar. Bu güçler yeterli olmadığı zaman toplumlar olması gereken yerlerin çok gerisinde seyreder yaşamı. Uygarlıkların öncüsü demokrasilerin, hukukun öncüsü olması gerekirken bundan yoksun olan siyaset o toplumların  da uygarlıkların geresinde seyretmesini doğurur sadece.

Toplumlar, insanlar siyasetten öğrenir yaşanması gerekenleri ve olması gereken davranış örneklerini. Bunları gösterecek ve öğretecek olan o toplumların siyasetidir. Bu siyasetler çok farklı olabildiği içindir ki toplumlar birbirinden farklıdırlar. Tarih boyu böyle olmuştur bu bugün de böyledir. Elbette yarın da böyle olacaktır

   Bir toplumun uygarlıkta yeri, demokrasideki ,hukuktaki yeri, bilim ve sanattaki, felsefedeki yeri gökten gelenler tarafından değil  siyaset tarafından belirlenir..

   Bu açıdan baktığımız zaman bizim siyasetin olumlu davranış örneklerine katkısı çok az dır.Çünkü siyasetimiz BEN  ve ÖTEKİLER mutlaklığına dayanmaktadır. Tüm bakışlarımız bakış açılarımız bu eksende toplanmıştır. Kendimizi en doğru ötekileri ise en yanlış görme ve gösterme esasına dayandırılmıştır. Siyasete kaynaklık eden felsefe beni en iyi en doğru ötekileri hep yanlış olarak kabul etmektedir.. Böyle olunca BENDEN başkaları  hep yanlış,hep eksik ve bazı alanlarda hep noksandır. Siyaset BENİN mutlak doğruluğuna, haklılığına dayandırıldığı için BEN dışındakileri tümü yanlıştır. Kime değerler açısından da onlar hep suçludurlar. Bütün değerlerin ölçüsü sadece Benin değer anlayışıdır bizim siyaseti anlayışında. Onun için dünyada en çok haini olan en çok düşmanı barındıran toplum herhalde bizim toplumdur.

   Siyasetin dili sürekli kavga dilidir. Siyasetin ilk cümleleri bizden başkası hap haindir.

Siyasetin yaklaşımı sevgi üstüne anlayış, hoşgörü üstene değil karşısındakini suçlama üstünedir.

   Bu toplum bu gün dünyanın en kirli toplumları arasında gösteriliyor. Son yıllarda buna bir de rüşvet  pisliği eklenmiş durumdadır. Bu kendiliğinden değil elbet.. Siyasetin getirdiği bir noktadır.

  Bütçe görüşmelerindeki siyaset anlayışına bakınca toplumun neden birbirleriyle kavgalı olduğunu anlayabiliyoruz. Üstelik kürsüden normal insanların kullanmaması gereken bir dille birbirine saldırıyor siyasetimiz. .

   Bu örnekleri gören toplumun barış içinde anlayış, saygı, hoş görü içinde yaklaşmasını nasıl bekleyebiliriz ki?

   Başlıkta siyaset öncülükten uzak didik ama olması gereken iyi örneklerin öncülüğünden uzak. Yoksa toplumda yaşanan ne kadar olumsuzluk varsa bunların öncülüğünü çok iyi yapıyor..

     Bir büyük eksikliği de siyaset ilin kullanılmasına gerekli öncülüğü yapmamasıdır. Yani siyasetin zaman zaman kullandığı da çok onaylanabilecek bir dil değildir. Hele zaman zaman bazı yakınmalar geliyor siyasetçilerden. Örneğin YANLIŞ ANLIŞILDIM  savunmasıyla yapılıyor  bu, Oysa siyasetçi dili öyle doğru ve güzel kullanmak zorundadır ki asla yanlış anlaşılmaya gidecek bir görüntü çıkmamalı o dilden. Sen eğer dili kurallarına uygun kullanırsan asla yanlış anlama olmayacaktır.

  Kısaca siyaset tüm alanlarda önce olabilecek söylemleri kullanırsa topluma yapması gereken öncülüğü yapacaktır. hatta bu onun ilk görevidir de..

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI