"Bir Taş Attım Binaya !?"
Hani ünlü bir türkümüz vardır; "Esmerim Biçim Biçim" diye. Son kıtası da şöyledir: "Bir taş attım havaya/ Düştü mahpushaneye/ On beş kızı kandırdım/ Bir şişe lâvantaya, loy!.." şeklindedir ya? Geçenlerde Malatya'da çok ilginç bir olay oldu; Elazığlı Gökhan Kılıç (34) adlı vatandaş, deprem sonrası yıkım işlerinde çalışmak üzere gelmiş, ama o türküdeki taşı havaya değil de, depremde hasar görmüş 8 katlı bir binaya atmış, bina da hemen yıkılmış, iyi mi?
04 Haziran 2023 Salı günü, Malatya'nın Yeşilyurt İlçesi'nin Bostanbaşı Mahallesi'nde gezerken, 8 katlı bir bina dikkatini çekmiş, gözüne sanki sallanıyormuş gibi gelmiş, sanki 'üff ' desen yıkılmaya hazır olduğunu hissetmiş!.. Etrafından geçenlere; "Şimdi dikkat edin, ben bir taş atacağım, bu 8 katlı bina yıkılacak, cep telefonlarınızla bunu kaydediniz" demiş. Meraklı vatandaşlar gülerek beklerken, o da avucunun aldığı kadar büyükçe bir taşı hızla binaya fırlatmış, bina da sanki dinamitlemişler gibi büyük bir gürültüyle yıkılmaya başlamış!.. Görüntüler sosyal medyada yayınlanınca, birden izlenme rekorları kırmış!.. Herhalde olay sonrası şöyle demiştir gari: "Bir taş attım binaya/ Değdi betonsuz kolona/ Evsizleri kandırdım/ Sekiz katlı yalanla, loy!.."
Gaziantep-İslahiye'de de 05 Temmuz günü dükkânların boşaltılıp, İslahiye AKP'li Belediye Başkanı Kemal Vural ve vatandaşlar, bu binanın önünde hatıra fotoğrafı çektirmişler, iki gün sonra gece yarısı da, bu bina kendiliğinden çökmüş, şans eseri ölen ve yaralanan olmamıştı!.. Bazıları da işte böyle ne bir 'taş atılmadan' ne de 'korna' bile çalınmadan, kendi keyiflerine göre göçüp de gidiveriyorlar işte!.. Yani, insanlarımızdan sonra, binalarımızın da ne kadar 'özgür' olduklarını gözlerinizle görüp, kulaklarınızla işittiniz mi şimdi!? Burası Türkiye, hikmetimizden de, hal ve gidişimizden de asla sual olunmaz bizim!..
Haberciler gidip Elazığlı Gökhan'ı bulmuşlar, bu işi nasıl başardığını sormuşlar, aldıkları yanıt aynen şöyleymiş: "Ben uzun zamandır yıkım ekibinde çalışıyorum, öyle binalar gördüm ki, bırakın onlara taş atmayı, yanlarında bir korna çalsanız bile yıkılıveriyorlardı, ben de bu yüzden şansımı denemiştim, Allah işimi rast getirdi!" demiş, ya bu cevabı nasıl? Tanrı bazen bu tür insanların işlerini böyle yoluna koyuveriyor nedense, şans işte!.. Hiç ummadığı bir olayla bir anda meşhur oluvermiş, ne güzel değil mi?
Sizleri bilemem de, zati böyle konularda benim hiç şansım yoktur!.. O binaya ben gülle atsaydım var ya, yemin olsun böyle kolayca yıkılmazdı!.. 50 yıldır zaman zaman şans oyunları oynarım, bir kere bile ne büyük ikramiye, ne onun küçüğü, ne de onun eniği ikramiyelerden hiç nasibimi alamadım!.. Şimdi duyduğuma göre yine bunlara yeni zamlar gelmiş, gerçek enflasyonun 'Yüzde/ Yüz' olduğu bir ülkede, % 25'lik emekli maaşı zammı ile bunlar oynanır mı artık!? Size karışamam da, ben bunları oynamayı da bıraktım gari dostlar!..
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız, Kayserili sayın Mehmet Özhaseki duyurmuş; "Kendi yapısını yerinde inşa edecek depremzedelere, konut için 500 Bin TL, iş yeri için 250 Bin TL hibe verileceğini; konut için 500 ile 800 Bin TL, iş yeri için de 250 Bin TL ile 500 Bin TL arasında faizsiz kredi verileceğini, krediler iki yıl ödemesiz ve 10 yıl taksitli olacak, başvurular da 15 Temmuz 2023 günü başlayacak" demiş.
Oh oh ohhh, ne âlâ memleket!.. Bunu insanın babası bile yapmaz da, bu paralar nasıl, kimin seçtiği ve uygun bulduğu insanlara verilecek, sayıları kaç olacak, kredi verilenler şeffaf olarak ve kamuoyu önünde açıkça duyurulacak mı? Gerçekten bu paralar hakkı olana mı, yoksa yine iktidarın belirlediği insanlara mı verilecek!? Elazığ'da 24 Ocak 2020'de Sivrice merkezli depremde evi yıkılan depremzede Fikret Ayken gibilere verilen konutların tapuları, devletimiz tarafından tam 'üç yıldır' verilemiyor da, onun için bu ikircikli soruları soruyorum!? (Haber= Korkusuz Gazetesi-08 Temmuz 2023-Sayfa: 6.)
Neyse, bu mevzular daha çok su kaldırır da, biz bugünkü yazımızı Yunus Emre'nin 750 yıl önce yazdığı dizelerle bitirelim bari:
"Bir fakir ölmüş diyeler/ Soğuk suyla yuğalar/ Üç gün sonra duyalar/ O da garip bencileyin!..// Bir kez gönül yıktın ise/ Kıldığın namaz değil/ Yetmiş iki millet dahi/ Elin yüzün yumaz değil!..// Bir gönül yaptın ise/ Er eteğin tuttun ise/ Bir kez hayır ettin ise/ Birine Bin, az değil!.." Sakin KOŞAR.