Yukarıdaki yazı başlığı, 14 Haziran 2024 tarihinin mübarek bir Cuma günü, Tekirdağ İlimizin Hayrabolu İlçesinde CHP'nin düzenlediği "Buğday Mitingine' katılan üreticilerin pankartlarından alıntılanmıştır... "ÇALIŞTIK, ÜRETTİK ve BATTIK!.." söyleminin altında derin bir üzüntü, tepki ve öfke vardı, tabii ki anlayabilene!..
Diğer pankartlarda ise şu söylemler vardı: "Çaydan Sonra, Sıra Buğday Üreticisinde mi... Geçen yıl 2 Kilo Buğday 1 Litre Mazot Alıyorduk, Bu Yıl 4 Kilo ile 1 Litre!.. Batan Ekonomiyi Biz mi Kurtaracağız!? Seneye Ekmiyoruz; Artık Tohum Yiyip, Mazot İçiniz!.. Gelecek Seçimde Buğday İthalâtçıları Oy Versinler!.."
Sadece başlıktaki slogan değil, öteki miting sloganları da sırf tepki, sırf üzüntü ve sırf öfke kokuyordu, tabii ki okuyup da anlayabilene!.. Miting öncesinde bazı Ziraat Mühendisi olan üreticiler de basına demeçler verdiler, hepsi de derslerine iyi çalışmış, üretim zorluklarını ve güncel masraflarını çok iyi bilen konuşmacılardı, bu ülke tarımının bu hale getirilmesinde ne gibi büyük hatalar yapıldığını herkesin anlayabileceği şekilde izah ettiler!.. Yağmur ve dolu yağması yüzünden bir süre aksayan CHP'nin organize ettiği bu 'Tekirdağ Buğday Mitingi' bir hayli ses getireceğe benziyordu...
Evet, daha önce Çay Üreticileri sükûtu-hayale uğramış, yaş çayın kilosunu en az 25 ile 30 TL olmasını istemişler, primlerle birlikte iktidar tarafından ancak 19 TL fiyat verilmişti!.. Şimdi de, kilosu en az 15 TL olması beklenen Buğdaya, sadece % 12 zam verilerek, '9,25 TL' fiyat vermeleri, bütün ülkedeki buğday üreticisi çiftçileri kızdırmış görünüyor!? Taa Şanlıurfa'dan tutun da, Konya, Kayseri, Bursa, Tekirdağ ve Edirne'ye kadar olan bütün ülke buğday üreticileri bu fiyatlara tepkililer, hangisine sorsanız, artık seneye buğday ekmeyeceğini söylüyorlar!..
Miting öncesi konuşan bazı Ziraat Mühendisi ve Üretici olan vatandaşlar; "Önce TMO Silolarını ithal buğdaylarla doldurup, elin oğlunun çiftçilerinin yüzünü güldürdüler, şimdi de, geçen senekine yakın fiyatlarla bizim buğdayımızı almaya kalkıştılar!.. Bu davranış hangi vicdana sığar!? Sizin bu hale getirdiğiniz ekonomiyi biz buğday üreticileri mi kurtaracak, neden bizim emeğimizin ve alın terimizin hakkı teslim edilmiyor!?" diyorlardı...
Başlıktaki "Çalıştık, Ürettik ve Battık!.." sloganı, aslında her şeyi özetliyordu: Hani bizim büyüklerimiz hep şöyle derler ya; "Çalışana Allah verir, yeter ki siz çalışın, tembellik etmeyin ve üretin, sonunda karşılığını görürsünüz!.." Evet, üreticiler sözlerini tutmuşlar, çalışmış ve üretmişler de; işin sonunda sözünü tutmayanlar, emeklerinin karşılığını vermeyenler olmuş, şimdi de mitingdeki isyanlara bunaydı herhalde!?
Eğer çay ve buğday üreticilerinin seslerine kulak tıkarlarsa, seneye bu çiftçiler üretim yapmazlarsa neler olur acaba? Olacağı şudur: Ülkenin geleceğini hiç düşünmeden hareket edenler, yine bunları dışarıdan ithal eder, vaziyeti kurtarmaya çalışırlar da; ileride başımıza gelecek şey, daha önce de 'Tütünü' yasaklayıp, bütün sigaraları dışarıdan satın alan, her 15 gün veya bir ayda, bütün sigaralara uyguladıkları devasa zamlar gibi olur, ülke insanımızı avuç açan, kaçacak delik arayan Mülteciler haline getirirler!.. Yeter artık, biraz aklımızı başımıza toplayalım, Anadolu bağrındaki bereketli ve güzelim arazileri, eski üretken hale getirip, ele avuç açmaktan kurtaracak tarım politikaları uygulayalım artık!.. Bunlar yapmıyorsa, yapacak olanlara yetki verme zamanı gelmedi mi!?
Gündelik bir fıkra ile yazımızı bitirelim: Bir ağaç altında ayaklarını uzatıp da oturan gence, eli bastonlu ihtiyar yaklaşıp;
--Sen burada ne yapıyorsun?
--Dinleniyorum...
--Öyle boş boş oturacağına, gidip de çalışsana!?
--Çalışırsam ne olacak?
--Evini alır, evlenir, çocuklarını büyütür, sonra da emekli olur, ayaklarını uzatır, dinlenirsin...
--Ne gerek var ki dede, ben zati şu anda dediğini yapıyorum ya!.. Sakin KOŞAR...