Sabahın erken saatlerinde bütün dünya haber ajansları aynı haberi geçiyor, olay hakkında yorumlar yapıyor, yeni gelen görüntüleri veriyorlardı: "Eski ABD Başkanı ve Kasım-2024 seçimlerinde yeniden aday olan Cumhuriyetçi Donald Trump, kuzey Amerika'da yer alan 'Pensilvanya' mitinginde suikasta uğradı, kurşun sağ kulağını delip geçti, miting seyircilerinden bir kişi öldü, iki kişi de ağır yaralandı, suikastçı 'Thomas' adlı 20 yaşındaki genç de, ABD İstihbaratı tarafından (her ne hikmettense) hemen öldürüldü!.. Suikastçı genç, 120 metre uzaklıktan, tek katlı bir beton bina üzerinden dürbünlü tüfekle 4 el ateş etti... Bunca emniyet tedbirine rağmen, bu gencin nasıl orada fark edilemediği sorgulanıyor!?"
Daha sonra gelen haberlerde; "Bu genç daha 13 yaşındayken, yine 'Trump Karşıtı ' gösterilerde tutuklandığı, matematik ödülü aldığı söylendi... Savaşa karşı olduğu bilinen Donald Trump, bu işten para kazanan şirketlerin ve Meksika'dan gelen mültecilerin de hedefinde olduğu, en çok yorumlanan konular arasındaydı..." deniliyordu... Bilindiği üzere Başkan Trump, Meksika ile ABD arasına duvar çekme işini başlatan ilk Başkandı...
Bazıları hemen çıkıp; "Eğer Trump ölseydi, kesinlikle 'Üçüncü Dünya Savaşı' çıkardı!.." dediler... Hadi canım sen de... Çok ünlü Başkan Kennedy öldürüldüğünde bile o savaş çıkmadı, kimsenin pek sevmediği Trump için niye çıksındı ki !? Ancak, vurulan Ronald Reagan gibi, Donald Trump'ın da Kasımdaki bu seçimi garantilediğini söyleyebiliriz!..
Neyse, bu suikasttan sadece sağ kulağı üzerinden bir delikle kurtulan eski Başkan Trump'ın hayati tehlikesi yok, umarız bundan sonraki mitinglerinde biraz daha tertipli ve dikkatli olurlar!.. Daha önce de birçok tehlike atlatan Donald Trump'ın konuşma yaptığı kürsüyü ve zemini gördünüz mü? Kendine aşırı güveninden mi böyle davranıyor, yoksa kendisine saldırı düzenleyenlere açıkça ve cahilce meydan mı okuyordu? Bu ülkede daha önce de kaç Başkan öldürüldü veya yaralı kurtuldu, sayısını bilen var mı? Şiddetin ve ölümün kol gezdiği, insan hayatının çok beleş olduğu bir ülke orası, hâlâ niye bu kadar tedbirsiz davranırlar, anlamak mümkün değil!? Daha önce 'Kurşun Geçirmez Cam Muhafazaları' kullanılmıştı, yine yapılamaz mıydı!?
Bu zengin insanlar için, bizim gibi garibanlar tarafından fazla kafa yormaya gelmez ama; ben sizin yerinize bu işi yapayım bari: Böyle olaylarda hemen şu soruyu sormak gerekir: "Aday Donald Trump'ın ölümü, en çok kimin işine yarar!? Ölümü halinde, bu işten öncelikle kim ve hangi adaylar kazançlı çıkar: Joe Biden mı, Mice Pence mi? Yoksa bu işi yaptırmaya çalışanlar; dünyadaki savaşlara silah, mühimmat, araç-gereç satan Şirketler mi? Donald Trump zaman zaman çıkıp; "...Eğer ABD Başkanı ben olsaydım, ne Rusya-Ukrayna savaşı çıkardı, ne de İsrail-Hamas savaşabilirler, ben buna müsaade etmezdim!.." demiyor mu? Yine bazen çıkıp; "Bizim Suriye'de ne işimiz var? Afganistan'da ne işimiz vardı?" diye sormuyor mu? O öfkeli ve kavgacı adamın, bir de böyle 'Savaş Karşıtı' yönü var, 4 yıllık Başkanlığında hiçbir savaşa katılmadı, bunu da biliyorsunuz herhalde değil mi; sebep bu olmasındı sakın!?
Haa, bazılarınız çıkıp; "Bekleyelim bakalım, nasılsa faili ve arkasındakiler yakında ortaya çıkarlar?" diye düşünmesinler sakın!.. Şimdiye kadar hangi suikastın asıl failleri ortaya çıktı da, bununki çıkacak sanki !? Bu iş için hiç kafanızı yormayın, kendi işinize bakınız, olur mu?
Neyse... 16 Temmuz 2024... Bugün benim '74'üncü Doğum Günüm' dostlar!.. Tam da rahmetli babamın öldüğü yaştayım!.. Onun için size, sözü ve müziği 'Teoman'ın olan o ünlü 'Paramparça' şarkısından bir bölümü yazacağım:
"Saatim yok, tam olarak bilemem/ Biraz bira, biraz şarap öncesi/ Nasıl oluyor, vakit bir türlü geçmezken/ Yıllar, hayatlar geçiveriyor!..// Bugün benim doğum günüm/ Hem sarhoşum, hem yastayım/ Bir bar taburesi üstünde/ Babamın öldüğü yaştayım!..// Bugün benim doğum günüm/ Kelimeler büyüyor ağzımda/ Bildiğim tüm hayatlar/ Paramparça, paramparça!.."
Hani bunları yazdım diye, benim de hemen son ebedî yolculuğa çıkacağımı filan zannetmeyin haa!? Şunun şurasında daha 80-100 sene daha yaşayacaksak eğer, acele etmeye ne gerek var dostlar, sizce de öyle değil mi yani? Sakin KOŞAR...