'İCRA' DEDİĞİN NEDİR Kİ ABİDİN !?

 

                     'İCRA' DEDİĞİN NEDİR Kİ ABİDİN !?

Aslında 'Arapça' bir sözcük olan İcra demek; "Bir borçlunun, alacaklı kişi veya kuruma karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir borcu, adlî bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme işi" demektir. Başka bir anlamıyla da İcra; "Bir müzik eserini oluşturan notaları, bir çalgı aletiyle sese çevirmek" olarak kullanılsa da, bugünkü konumuzla bunun yakından-uzaktan bir ilgisi yoktur!..

CHP'nin İstanbul Milletvekili sayın Gürsel Tekin, 'Ulusal Yargı Ağı (UYAP)' resmî verilerine dayanarak bir açıklamada bulundu. Buna göre, Mayıs-2022 verilerine göre, milyonlarca icra dosyasının '81 İlin Dağılımı'nı açıkladı. İşte bunlardan bazılarının sayıları: Bizim Muğla İlimiz = 300 Bin İcra Dosyası. Aydın İli = 206 Bin. İzmir İli = 1.600.000. Ankara İli = 2 Milyon dosya. İstanbul = 8.2 Milyon dosya. Konya = 440 Bin. Kayseri = 400 Bin dosya. Toplamda ise = 23. 511.000 İcra Dosyası !..

Peki, bu 'İcra' başınıza geldiğinizde neler olur? Devletin İcra Dairesi önce ihtarname çeker ve '7 Gün' içinde bu borcun ödenmesini veya alacaklı ile anlaşmanızı ister. Bu yapılmadığı zaman da, ev ve iş yerinize İcra Memurları gelir; öncelikle banka hesaplarınıza elektronik olarak 'Haciz' denilen sistemle el koyarlar.  Haciz demek; "Bir alacağın ödenmesi için, borçlunun parasına, aylığına veya malına el konulması" demektir. Peki, nelere haciz konulamaz? Bu kişinin yaşam ve beslenme hakkına engel teşkil eden şeylerine el konulamaz!.. Bir de çocuklarının yaşam, eğitim ve geleceğine engel teşkil eden şeylere.

Ülkemizin 81 İline baktığımızda, İcrayla başı dertte olmayan İlimiz kalmadığını görüyoruz!.. Ülke nüfusumuz '84 Milyon' olduğuna göre, bu 23,5 Milyon icralık insanımızın sayısı, bu nüfusumuzun % 30,1'ine tekabül ediyor!.. Yani, ülke nüfusunun 3'te biri İcralık!.. Bu sizce normal bir durum mu? Hani ekonomimiz tıkırındaydı? Hani kalkınıyor, gelişiyor, Avrupalılar bile bizi kıskanıyorlardı!? Yahu, bir ülkenin 3/1'i İcralık olduysa, bunun neresi normaldir!?

Yine aynı açıklamasında Milletvekili Gürsel Tekin açıklıyordu: "İstanbul İcra Dairesi'nde, icra dosyasından oturulacak yerler kalmadığı gibi, salonlarından bile geçilmez olmuş" diyordu. Bu ülkenin sokaklarında olmadık işlerden ötürü işlenen suçlar, boşanmaların patlaması, kadın cinayetlerinin katlanarak artması, dolandırıcılık hadiselerinin patlaması, aileler arası miras kavgalarının çoğalması, beslenme yetersizliğinden hastalıkların artması ve okuldaki öğrencilerin başarı durumlarının dibe vurması, hep bu parasızlık ve çaresizlikten değil mi?

Yatağan Ovası'nı tepeden gören, Termik Santral dumanlarını her gün üzülerek izlediğim mutfak pencerem önüne, yine elimde gazeteyle oturdum ve bu keyif kaçıran haberi okudum, sizinle de paylaşmak istedim. Çevreye baksan dert, gazete okusan dert, TV haberi izlesen dert!.. Yahu bu ülkede insanın bir tek şeyden zevk aldığı, gurur duyduğu bir şey olmaz mı? Yoksa bütün kusur bende de, sadece ben mi bu haldeyim, ne!? "İcra" dediğin nedir ki Abidin, ben hayata tümden küsmek üzereyim, bu daha kötü değil mi?

Neyse, bugün de size üstat Cahit Sıtkı Tarancı'nın 15 Şubat 1943'te 'Varlık Dergisi'nde yazdığı "Hepsinden Beter" şiiriyle veda edeyim bari:

"Kimi insan derbeder/ Ömrünü heba edip gider/ Kimisi maişet derdine düşmüş/ Rahattan bihaber!..// Olmayacak işler peşinde/ Kimisi taban teper/ Kimisi dul, kimisi öksüzdür/ Alın yazısı kahreder!..// Aklından zoru var kiminin/Merhamet ister/ Bense sevda çekerim/ Hepsinden daha beter!.."                                  Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI