Osmanlı Padişahlarından 'I. Murat' ve Çandarlı Kara Halil Paşa'nın tavsiyeleri ile 14. Yüzyılda 'Yeniçeri Ocağı'nda kurulmuş olan "Mehteran Bölüğü", dünyanın en eski 'Askerî Bandoları' arasında gösterilir. Bu sadece biz Türklere özgü olan Askerî Bando Takımı, 'Hacı Bektaşî Veli' ile birlikte anılır, pîrleri olarak da onu bilirler. Başlarında "Emiri Âlem" denilen bir yöneticisi vardır, bu takımın her şeyi ondan sorumludur.
Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları ülkelerini dört asır boyunca tir tir titreten Osmanlı Ordusu başarılarının başında, işte bu bando takımımız vardır!.. Deve derisinden yapılma ve adına "Kös" denilen, at veya devlerle taşınabilen devasa davulların sesi, tam 10 kilometre öteden duyulur, Osmanlı Ordusu'nun gelmekte olduğu korkusu, öncelikle bu sesle düşman yüreklerine taş gibi otururdu.
Aradan yıllar geçti, Osmanlı Padişahları "Fatih, Yavuz Selim, Kanuni Süleyman, IV. Murat" gibi yöneticileriyle bir 'İmparatorluk' haline geldi, bu arada dünyada düşmanlarını da çoğalttı. Değişen çağa, daha sonra yönetime gelen Padişahlar pek ayak uyduramadılar, bunun yerine 'Avrupa Özentileri' başladı. Buna en fazla özenen Padişahımız da "II. Mahmut (1808-1839)" oldu. Öncelikle kıyafetlerimiz değişti, daha sonra onların askeri bando takımlarına özenilerek 'askeri trampet ve bando takımları' kuruldu, 1826 yılında da bu ünlü "Mehteran Takımımız" ordudan tamamen kaldırıldı. Bu tarihten sonra bizim ordunun savaşa gittiği yerlerde, yeni takımın sesi iki adım öteden bile duyulmaz oldu!.. Tarihe bir bakınız; Osmanlı Ordusunun sürekli yenildiği tarihler de, işte bu Mehteran Takımının ordudan kaldırıldığı tarihlere rastlar!..
Ahmet Muhtar Paşa'nın güftesini yazıp, İsmail Hakkı Bey'in bestelediği en sonraki 'Mehteran Marşı' sözleri şöyle başlardı:
"Gâfil ne bilür neş've-i pür-şevk-i vegâyı/ Meydan-ı celadetteki envar-ı sefâyı/ Merdan-ı gâza aşk ile tekbirler alınca/ Titretti yine rû-yi zemin, arş-ı semâyı/ Allah yoluna cenk idelüm, şan alalım şan/ Kur'an'da zafer vadediyor Hazret-i Yezdân!.."
Sizleri bilemem, ama ben bu Mehteran Marşı müziğini her duyuşumda içim bir hoş olur, göğsümde bir şeyler kımıldar, hemen koltuklarım kabarır, nedense gari - kendime bir güven geliverir, sanki kendimi ayrıcalıklı biri zannetmeye başlarım!.. Bu durum, bir Türk ve Osmanlı torunu olmaktan mı geliyor, tarihe kendimi biraz fazlaca kaptırdığımdan mı oluyor, vallahi bilemiyorum!?
Ancak, son yıllarda bu takımı ve müziği de, kendisine 'Milliyetçi' diyen bazı kesimler sahip çıkarken, karşılarında "Atatürkçü, CHP'li, Sosyaldemokrat" diyenler, bunları sessizce seyrediyorlar. Onar düğünlerine, nişanlarına bu takımları götürürken, ötekiler II. Mahmut tavırları takınıyorlar!.. Eğer bu milliyetçilik ise, siz Atatürkçü--Sosyaldemokratların da, daha bunların kendileri ve babaları bile dünyada yokken, taa 09 Eylül 1923 yılında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'ni Atatürk kurarken, en önemli "Altı İlkesinden" biri de "MİLLİYETÇİLİK" değil miydi!? Bu durumda sizi kim bundan dışlayabilir, kim tek başına bu Milliyetçilik İlkesini sahiplenme hakkına sahip olabilir ki !? Ne diye bu işe kayıtsız kalıyorsunuz sanki !? Daha dün kurulmuş partilerin sempatizanlarının çığırtkanlıklarına sakın ola teslim olmayınız!.. Siz de bu ülkenin kutsal topraklarında Atalarından doğup, büyüyüp, eğitim görüp, askerliğini yapmış, çalışmış, vergisini vermiş, bazılarınız da emekli olmuş vatandaşları değil misiniz !? Kim size böyle farazî bir üstünlük sağlayabilir ki !?
Dün sabah yine erkenden uyandım, yine bir TV kanalında Mehter Marşı müziğini duydum da 'hüzünlendim ben yine', içimde bi'şeyler kımıldadı, aklıma bunlar geldi, bir kez daha tarihini ve unutulmuş olaylarını hatırlatayım dedim!.. Yemin olsun bunları önümüzde yine bir seçim var diye yazmadım; ama yine de sürç-ü lisan eyledimse, tarafınızdan affola. Sakin KOŞAR.