"VAKIF" NEDİR, "VAKIF TOPRAĞI" NEDİR, "VAKIF MALI" NEDİR !?


Arapçadan dilimize girmiş olan 'Vakıf' demek; "Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmi bir yolla ayrılarak, bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para" demektir... Anayasamız; "Vakıflar ve Dernekler, kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü yapamazlar!.." der... Yine Anayasamız; "Siyasi partiler asla Vakıf kuramazlar!.." der...

'Vakıf Arazisi' demek; "Bir Vakfın mülkiyeti içindeki araziler" demektir... 'Vakıf Malı' demek; "Vakfa devlet veya kişilerden devredilen, üçüncü şahısların kullanması, satın alınması mümkün olmayan mal" demektir!.. Bütün bu açıklamaları yaptıktan sonra, gelelim halkımızın yüz yıllardır Vakıflar üzerindeki inanışları, gelenekleri ve görüşlerine...

---Halkımız genellikle bu "Vakıf" sözcüğünü, 'MAKIF' şeklinde kullanırlar... Kiraladıkları Vakıf arazilerini sürüp-ektikten sonra, hemen aynı o arazi içinde sabanlarını-sürgülerini iyice yıkarlar ki; kutsal addettikleri Vakıf Toprağının bir başka yere taşınmasına böyle mani olurlar, böyle davranmayanlara da 'Günahkâr' gözüyle bakarlar...

---Vakıf Toprağını işleyen, oradan ürün alan her insanımız, o topraklarda her yıl bir 'Kurban' keserler, bu arazileri bırakanlara hayır-dualarını okurlar, kurban etlerini de konu-komşuya, fakir-fukaraya dağıtırlar...

---İnançlı insanlarımızın hiç birisi Vakıf Arazi veya Arsalarını satın almazlar, satın alanların hiçbir zaman işlerinin yolunda gitmeyeceğine, çok günâha gireceklerini ve ailecek felâkete uğrayacaklarına inanırlar!.. Bana inanmayanlar gidip, kendi aile büyüklerine veya halkın akıl danıştığı yaşlılara bunları sorabilirler?

İlçemizde en büyük Vakıf Arazileri olan yerleşim yeri, tarihi Bozüyük Mahallesidir!.. 1.700 yıllarında yaşadıkları sanılan iki kardeş "Benli Bey ve Siyami Bey" hiç evlenmemişler, ölürken de 2.000 dönüm civarındaki, Padişah III. Ahmet döneminde Osmanlı Devletinin kendilerine verdiği arazileri, Bozüyük Köy Tüzel Kişiliğine yani Muhtarlığa bağışlamışlardı... Köye kendi yaptırdıkları Bozüyük Merkez Camii yanındaki türbede mezarları vardır...

Osmanlı döneminde Padişah'ın nikâhlı Eşleri, Cariyeleri, Şehzade Oğulları ve Sultan Kızlarının kurdukları birçok Vakıflar vardır... Padişah devlet işleri ve savaşlarla uğraşırken, bunlar da birbirleriyle didişmekten arta kalan zamanlarında çocuklarının eğitimleriyle, Saray eğlenceleriyle, Vakıf ve Hayır işleriyle uğraşırlardı... Bugün bile birçok Şehrimizde bu Valide Sultanlar, Cariyeler ve Padişah çocuklarından kalma vakıflar, camiler, çeşmeler, köprüler, sarnıçlar, han ve hamamlar vardır!.. Halkımız gözünde bunların hepsi kutsal, alınıp-satılamaz, başkalarına devredilemez, halkın ortak kullandığı mülkler olarak bilinirler!.. İşte bu yüzden deyince, hemen her vatandaşımızın aklına da hemen "kutsal, dokunulmaz, satılamaz "VAKIF" mülkler" gelir...

Bunu niye yazdım? Son günlerde Yatağan Belediye Meclisi'nin, Belediye Başkanı sayın Mesut Günay'a tam yetki vererek; Yatağan Belediyesi'ne devredilen Vakıf Arazilerinin bazılarının da satılarak, Belediye'nin içinde bulunduğu ve önceki yönetimden gelen devasa borçların kapatılması konusu gündeme geldi... Kimisi satılmasını onaylarken, kimisi de bu işe geleneklerden ve inanıştan gelen tepkiyle, sert eleştirilerde bulunuyor!..

Ben ortaya bir bilgi ve inanışlarımızı yazarak, herkesi bu konu üzerinde biraz düşünmeye davet ediyorum!.. Daha olacak-olmuş bir satış yok, çevresinden duyduğumuza göre, sayın Başkan'ın böyle bir niyeti de yokmuş, belki başka bir yol bulunur, ortak akılla başka çözümler üretilir, bu konu da kökünden kapanır, kim bilir!?                   Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI