Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkede, 06 ile 09 Haziran tarihleri arasında '720 Sandalyeli Avrupa Parlamentosu (AP)' seçimleri yapıldı!.. Bu ülkelerden başta Fransa olmak üzere, Almanya, İtalya, Belçika, İspanya ve Yunanistan'da, hep 'Aşırı Sağ' partiler başarı sağladılar, koca kıtada eski 'Adolf Hitler- Benito Mussolini' endişesi artmaya başladı...
Fransa'da aşırı sağcı Marine Le Pen'in partisi % 31,50 oy alarak, ilk tehlikeyi gösterdi... Fransa Cumhurbaşkanı Macron parlamentoyu feshederek, erken seçim kararı aldı... Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkede ikinci parti durumuna düştü... Belçika Başbakanı Alexender De Croo istifa etti... İtalya'da aşırı sağcı Başbakan Giorgia Meloni, % 27 oy alarak partisini birinci yaptı!.. Böylece, Avrupa'nın en güçlü devletlerinde aşırı sağ partiler güçlenirken, diğer partilerin hepsi endişe içinde çareler aramaya başladılar!..
Peki, bu seçimlerde aşırı sağ niye bu kadar güçlendi? Her ülkede son yıllarda mülteci ve sığınmacılardan dolayı tecavüzler, gasplar, hırsızlıklar... yüzünden suç oranları artmaya başladı, bu da rahatına düşkün ve eğitimli Avrupalıları endişeye sevk ederek; seçim boyunca bu mülteci ve sığınmacıların hepsini bir şekilde ülkelerine geri göndereceklerini söyleyen aşırı partilerin ekmeğine kalınca bir yağ sürdü, işin özü buydu!.. Bunlara daha insancıl davranan Merkez Sağcı, Sol, Sosyaldemokrat ve Yeşiller, büyük oy kayıpları yaşadılar!.. Bu konuda en sert mülteci-sığınmacı karşıtlığını Le Pen sergiledi; "Hiç kimseyi ayırt etmeden, bunların tamamını ülkelerine geri göndereceğim!" dedi ve oyları da kaptı!..
Bizim ülkede en büyük sığınmacı ve mülteci karşıtı olan Zafer Partisi lideri sayın Ümit Özdağ, Avrupa seçim sonuçları üzerine çıkıp; "Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Avrupa'nın mülteciler tarafından işgal edilmesine, sokaklarında tecavüzlerin artmasına neden olan partilere karşı, Avrupalı seçmenler ayaklandı!.. Sıra Türk halkının oyu ile ülkesinin işgaline DUR demesine geldi!" diye açıklama yaptı...
Geçenlerde İstanbul'dan bir haber düştü; ölen babası için bir mezar yeri satın alamadığı için isyan eden gencin haberiydi bu, okuyan herkesin de kalbine bu haberin bir bıçak gibi saplandığını umuyorum!? Öyle ya; bu ülkenin bir vatandaşı olarak burada doğup, büyüyüp, eğitim alıp, bu vatan topraklarının korunması için askerliğini yapıp, ömür boyu devletine vergisini verip, evlenip de yeni evlâtlar bırakan bir vatandaşın, bu topraklar üzerinde mezarı için sadece 'İki Metrekarelik' bir mezar yeri olmasın mı yani !? Ne günlere kaldık sevgili dostlar, bu işlerin bir çaresi şimdiye kadar bulunup da, bu problemlerin çözülmesi gerekmiyor muydu!? Niye bu hallere düştük biz!? 5 Bin TL'den, 69,500 TL'ye kadar mezar yeri satılıyormuş, geçende basında haberi çıkmıştı? Hani böyle hiçbir problemimizi çözmediyseniz eğer, bari sınırlarımızda şehit olan asker ve polislerimizden de mezar parası alınız da, görevinizi tam yapmış sayılınız, olur mu!? Peki bunlar, mülteci ve sığınmacılara da ücretli mezar yeri veriyorlar mı, yoksa onlara bu iş de beleşten mi veriliyor, ha!? Askerlik yapan onlar mı, yoksa bizim has vatandaşlarımız mıydı bayanlar, baylar!? Ne hallere düşmüşüz de, haberimiz yok yahu, bakalım daha neler görüp de duyacağız gari...
Yazımı bitirirken, size sayın Cem Toker'in bu konudaki iletisini yazayım:
"Avrupalılar, 'Sığınmacı' denilen çapulcu istilâsına karşı, dün sandıklarında 'HAYIR!' dediler... Konuksever Yüce Türk Milleti ise, en ağır ekonomik kriz ortasında bile; "Kardeşlerimize 40 Milyar Dolar harcadık, gerekirse bir 40 Milyar Dolar daha harcarız!" diyen siyasetçilere, geçen sene sandıkta 'EVET' demişti!.. Vıdı vıdı yok!.." Sakin KOŞAR...