---Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin demiş ki; "Bizim anladığımız 'Laiklik' ile sizinki çok farklı: Siz Laikliği 'camilerin kapısına kilit vurmak' olarak anlarsınız, biz ise 'sınırsız ve özgürce ibadet hakkı' olarak anlarız!.. Osmanlı döneminde tam bir serbestlik, bütün ırklara ve dinlere tam bir saygı vardı, herkes huzur içinde yaşardı, İttihatçılar yönetimi ele geçirince bu özgürlükler sona erdi" demiş...
Yahu ben 74 yaşındayım, bugüne kadarki 'Cumhuriyet Dönemi' süresince, hiçbir caminin kapısına kilit vurulduğuna şahit olmadığım gibi, tarihçilerden de hiç duymadım!.. Bakan Bey kendi kafasına göre, Batman konuşmasında taa 1940'lı yıllara uzanıp, CHP'nin başörtüsü, Kur'an-ı Kerim'i yasaklaması olaylarını uydurmuş!.. Sen bundan 84 yıl öncesini, yani 'II. Dünya Savaşı'nın sıkıntılı yıllarını bırak da, 22 yılda bu ülkeyi ne hale getirdiğinizi, öncelikle şimdiki halimizin durumunu anlat önce!.. 'Müflis (iflâs etmiş) Tüccar' gibi eski defterleri karıştırıp duracağınıza, şu umutları yitirmiş gençlerimizin, yarattığınız milyonlarca işsiz ordusuna bak, askıda ekmekle karnını doyuran emeklilere bak önce, olur mu? Yüzbinlerce öğretmen atama beklerken, 6 tane Bakanlık bütçesine sahip Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yapacağı işleri bırakınız da, kendi Bakanlığınızın işlerini çözüme kavuşturmaya bakınız, olur mu efendim !?
---Aynı günlerde eski Ekonomi Bakanlarından Nihat Zeybekçi de, durduk yerde, hiç de gereği yokken bir açıklama yaptı!.. Aynen dedi ki; "Atatürk sağ olsaydı eğer, o da kesinlikle bizim kurduğumuz AKP'ye hemen üye olurdu" dedi, iyi mi? Bu büyüğümüzün çok zamansız ve lüzumsuz bu lâfının ben neresini düzelteyim ki !? Bir kere kurtarıcımız ve kurucumuz Büyük Atatürk şu anda sağ değil, onu 86 yıl önce kaybettik, fiziki olarak bir daha geri gelmesi mümkün değil, bu biiirrr... Bu yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurarken, ülkenin ilk ve tek partisi olan CHP'yi kendi elleriyle kuran da odur, bu ikiii... Eğer sizde biraz ahde-vefa olsa, O'ndan tam 78 yıl sonra yeni bir parti kuracağınıza, kurtarıcımız ve kurucumuzun partisi CHP'de siyaset yapar, ülkeyi bir döküntü haline getirip de, böyle boş lâflar da etmezdiniz, bu da üüüççç...
Artık neden bu koca koca adamların böyle temeli olmayan boş söylemlerle kamuoyunu meşgul etmeye çalıştıklarını bizler çok iyi biliyoruz!.. Amaç, ülkenin en büyük derdi ve gerçeği olan kötü ekonomisi, işsizliği, perişan emeklilerinin hali, ev kiralarının bile altında kalan 'asgari ücret' rakamları konuşulmasın, pili biten sağlık sorunları tartışılmasın, tarım ve hayvancılığı nasıl bitirdikleri tartışılmasın diye, zaman zaman birileri çıkıp, bizi başka tartışma konularına çekmek istiyorlar!.. Artık maymun gözünü açtı beyler; biz bunları yemiyoruz, gidin de başka kapılarda nasibinizi arayınız, bizi de meşgul etmeyiniz artık!..
Hele bir Maliye Bakanımız var ki; açıklamalarından gına geldik inanın!.. Ne diyordu; "2023, 2022'den çok daha iyi olacak!.. 2024, 2023'ten daha harika geçecek!.. 2025, 2024'ten daha bol ve bereketli olacak!.. 2026, 2025'ten çok daha kazançlı ve yüksek enflasyon ve pahalılığın sonu olacak!.." diyordu değil mi? Yıl, yıldan çok daha kötü geldi, her yıl biraz daha fukaralaştık, yoksullaştık, çok daha fazla borçlandık!.. İcralık insan sayımız '27 Milyon Kişiye' ulaştı, batan şirket ve kapanan dükkân sayısını artık kendisi bile bilemez hale geldi !? Her yıl bize hayal sattı ve bugünlere geldik, tıkandık gari !..
Evet, yazımızı bir fıkrayla bitirelim: Öğretmen sınıfta ders anlatırken, bir öğrencinin Muz yediğini görür, öğrencisini incitmemek için sınıfa sorar: "Çocuklar, sınıfta bir şey yenir mi?" deyince, bütün sınıf; "Yenmez öğretmenimmm!.." diye bağırır... Bu sefer öğretmen bir öğrenciye sorar; "Söyle bakalım Ayşe, sınıfta niye Muz yenmez?" deyince, öğrenci gülerek; "Bu maaşıyla Muz alamayan öğretmenimizin canı çeker diye yenmez öğretmenim!" diye cevap vermez mi?
Çocuklar bile halimizi anladılar da, başımızdaki iktidar bir türlü anlayamadı bizlerin halini, yazıklar olsun yani... Sakin KOŞAR...