Bu Kafalarla CHP'de "DEĞİŞİM" Olur mu !?
CHP Genel Başkan Yardımcısı sayın Bülent Kuşoğlu Cumhuriyet Gazetesi'ne konuşmuş ve özetle demiş ki; "Herkes bu partide değişim istiyor!.. Zaten Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu istenen değişimi gösterdi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy oranını % 48'e çıkardı, yeni aday olacaklar bunu % 51 yapamayacaklarsa, siz neyin değişimini istiyorsunuz? Nasıl ve ne yaparak % 51 oy alacaksınız, bize onu anlatın!.. Sayın Kılıçdaroğlu yeniden aday olacak, yarım kalan bu işi bitirip, % 51'i bulacak, yeter ki ona zaman tanıyalım" demiş.
Hay hayyy. Emriniz olur efendim, başka istekleriniz de var mı? Bu yönetim ve sayın Kılıçdaroğlu'na kaç defa hak tanındı, yetkiler verildi, kaç defa görev verildi, hangi seçimi tam olarak kazanabildi!? En son seçimde CHP'nin hiçbir İlkesine ve Geleneklerine uyulmadan, çok fazla tavizler verilerek tam 39 milletvekili masadaki partilere verildi, hani bu seçim yine de kazanıldı mı!? Daha ne yapılması, ne olması gerekiyor CHP'nin kazanması için kardeşim!? Bu ekiple olmuyor, yeterli oy alınamıyor, zorla değil ya yahu!? Yeter, bırakınız bu görevleri gari!..
Seçimler öncesinde gazeteci Levent Gültekin'e konuşan Kılıçdaroğlu aynen; "Bu ülke bitti, hiç birimizin kurtarma şansı da yok, ama benim adaylığımı engelleme şansım da yok!" demiş, bunu Levent Gültekin 11 Temmuz günü açıkladı!.. Bu nasıl konuşma böyle, sizi mecburen aday yapanlar kim/kimler, kendiniz istemezseniz, hangi güç sizi zorla aday yapar!?
Eski Ankara Belediye Başkanı ve eski Genel Başkanlardan sayın Murat Karayalçın da 'Değişim' isteyen parti önde gelenlerinden!.. Sözcü TV'ye verdiği röportajda, CHP'nin ilk yapması gereken işin; tüm parti örgütlerini yeniden dizayn edip, onlara yeni yetkiler vererek, partinin eski Atatürkçü ayarlarına geri dönmesi gerektiğini söylemiş!.. Karayalçın haksız mı? Genel Merkez tüm yetkileri ve hatta en küçük Belde Belediye Başkanı adaylarını bile kendileri belirlemiyor mu? Hani burada demokrasi!? Üyeler ve örgütler hiçbir halta yaramadığını düşünerek yeterince çalışmıyorlar, adaylar arasında rekabet ortamı tamamen yok olmuş durumda, böyle parti oyları çoğalır mı, bu parti hiç iktidara gelebilir mi?
10 Temmuz günü, Ankara'ya 30 kilometre kala bir açıklama yapan CHP Bolu Belediye Başkanı sayın Tanju Özcan şöyle demiş: "Sayın Kılıçdaroğlu sanki Cumhurbaşkanlığı seçimini değil, sanki gelecek yıllarını kaybettirmemiş de, sanki basit bir 'Sınıf Başkanlığı' seçimini kaybetmiş gibi rahat ve kaygısız davranıyor!.. 75 yaşındayken Tayyip Beyi yenememiş de, 80 yaşında yenmeyi mi düşünüyor acaba? Kendisini buradan bir daha uyarıyorum, bırak artık o koltuğu da, işi bilen birisi gelsin!" demiş. Sizce de haksız mı yani?
Ünlü sanatçımız Yusuf Benli'nin sazıyla çalıp, türküsünü söylediği "Uyan Halkım, Halkım Uyan" türküsü Âşık Mahzunî Şerif'in eseridir. Yusuf Benli'ye eşlik eden ünlü sinema sanatçımız İlyas Sayman'ın da sözlerini tekrar edip durduğu CD'si çok rağbet görmüştü, hatırladınız mı !? Bence CHP Genel Merkez yöneticileri tekrar tekrar o türküyü Yusuf Benli'den dinlemeli, halktan önce kendileri uyanıp, şu CHP'nin önünü açmalıdırlar!.. Yoksa bu parti üyeleriyle, delegeleriyle, aday olacaklarıyla, örgütleriyle birlikte tüm heyecanlarını ve rekabet iştahlarını kaçıracaklar!? Öyle ya, aday olacak kişi, ne diye buradaki bir sürü üyeyle, delegeyle, örgütlerle uğraşsın ki, kolay yoldan Genel Merkeze gidip, orada birkaç tanıdığını ayarladı mı, kesin aday oluyor, niye buralarda zaman ve enerjisini harcasın ki!? Son yıllarda bu durum hep böyle olmadı mı, sizler de şahit değil misiniz!? Üyeler bazında tüm adaylar için 'Resmî Ön Seçimi' yapamadığı sürece, bu parti artık bir adım bile ileri gidip, oylarını da asla arttıramaz!.. Benim adım Hıdır, son diyeceklerim de budur!..
Bugünkü yazımızı da şair Arif Karakoç'un "Gibi" şiiriyle bitirelim:
"Buğday ulusunu/ Çapa dişli tırpan bilir/ Kavgada kazanılmış halk gibi yönetir!// Karıncalı kütüğü/ Kandil gagalı ağaçkakan bilir/ Kavgada kazanılmış halk gibi yönetir!..// Cellatlar boynumuzu sever/ Patronlar elimizi/ Kadınlar önümüzü/ Berberler kılımızı sever!..// Ucu yanık ip gibi bakarız/ Kargalar gözlerimizi sever/ Dövücüler sırtımızı/ Biz ise hiç birini!.." Sakin KOŞAR.