GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...

Şunun şurasında artık bıkıp usandığımız '2021 Yılını' ağız tadıyla kovmaya günler kalmışken, ülkemizde çok ilginç olaylar gelişmeye başladı!.. Geçenlerde yazdığım "2022 Yılı Kehânetleri" başlıklı yazımda, benim bile tahmin edemediğim bazı olaylar gelişti.

--İnanamayacaksınız ama, Ekim-2017'de görevine son verilen Ankara eski B.B. Başkanı sayın Melih Gökçek, o günden beri ısrarla kullanmaya devam ettiği Belediyenin zırhlı Mercedes'ini geri vermiyordu. Bu araç Ankara B. Belediyesi'ne 2013'te alınmıştı. 2019'da göreve seçilen Mansur Yavaş resmi yazıyla defalarca istemiş, bu isteği reddetmişti. Aaa, bir de duyduk ki; yeni yıla girmeye günler kala bu zırhlı aracı geri teslim etmiş. Bizim bildiğimiz Melih Bey, bu aracı ya modeli düştü diye, ya motor istiyor diye, ya da birilerine yeni bir mesaj olarak teslim etmiştir!? Yoksa, kimselerin sözünü-isteğini dinler miydi o şahsiyet!?

--Hani hepimizin bildiği, onun o meşhur; "(Kurtuluş Savaşında) KEŞKE YUNAN GALİP GELSEYDİ!.." diyen, bazıları tarafından 'Saygın Tarihçi' olduğu zannedilen Osmanlı hayranı olan, "Fesli Deli Kadir" lâkaplı 'Kadir Mısıroğlu' diye biri vardı ya? Ömrü boyunca etrafındaki bütün insanlara 'Bir Lokma, Bir Hırka Yeter' diye akıl verirdi ya? Meğerse bu adamın tam "10 Milyon Dolar (160 Milyon TL.)" tutarında bir serveti varmış!.. Nerede çalıştı da kazandı bilmiyoruz ama, şimdi bu servetinin başında bu zenginliği paylaşmak için yakınları arasında birbirleriyle adeta harp ediyorlarmış, iyi mi? "Yemeyenin yiyicisi bulunur!" dedikleri bu olsa gerek?.. Bunlara Kurtuluş Savaşımızın aziz şehitlerinin ahları mı tuttu acaba, ne!?

--CHP'nin çalışkan ve üretken Belediye Başkanlarının halka sadece '125 Kuruştan' sattıkları Halk Ekmek Büfeleri önünde son günlerde çok uzun kuyruklar oluşuyor ya? O kuyruklardaki yaşlı ve çaresiz insanlarımızın söyledikleri, her gün aklı başındaki haber kanallarında yayımlanıyor ya? Bundan rahatsız olan iktidar sahiplerinden bazıları da, kendi yandaş kanallarında her gün birer bahane uyduruyorlar ya? Geçenlerde bunlardan kendini çok akıllı zanneden biri çıkıp aynen şöyle demiş: "Bunlar muhalefet tarafından kiralanıp, oraya araçlarla getiriliyor, bu görüntülerle iktidarı yıkmaya çalışıyor, hep yalan söylüyorlar!" demiş. Sen iktidar değil misin kardeşim, polis-jandarma-istihbarat da senin elinde değil mi, yakalasana madem bu oraya getirilenleri!? Ne oldu, yakalayamıyor musun!? O halde burada tek yalan söyleyen kişi sensin kardeşim!..

--(O tarihlerde) yeni Maliye Bakanı sayın Nureddin Nebati'nin kardeşi olan iş adamı, Merkez Bankası'nın ne kadar faiz indireceğini bir gün önceden bilmiş ve basına açıklamış, ne yazık ki ertesi günü tüm söyledikleri de doğru çıkmış, iyi mi!? Artık bu devletin geleneksel hukuk kurallarıyla değil de, adeta bir 'Aile Şirketi Gibi' yönetildiğini iddia edenleri bu olay haklı çıkardı mı, çıkarmadı mı? Hiç boşuna beklemeyiniz, bu sefer benden bu konuda bir yorum yok, bunun yanıtını bir zahmet kendiniz veriniz!..

Efendim, bugün elimizde olmayan nedenlerle biraz keyfinizi kaçırmış olabiliriz, iyisi mi bugünkü yazımızı bir fıkrayla bitirelim de, keyfiniz azıcık yerine gelsin:

Son Dolar artışları yüzünden zengin bir iş adamı iflâs etmiş. Her zaman olduğu gibi, tasarruf işine evdeki hizmetçileri kovarak başlamışlar!.. Tam giderayak, evin hanımının hizmetçisi durup; "Hanımım, gitmeden size özel bir şey söylemek istiyorum" deyince hanımı güya üzgün bir sesle; "Söyle kızım, ne diyecektin?" demiş. Hizmetçi genç kız; "Bir kere, ben sizden çok daha genç ve güzelim, bunu kocanız söylemişti. Ayrıca ben sizden daha cana yakınmışım, bunu da beyefendi söylemişti. Haa, bir de yatakta ben sizden çok daha çekici ve daha becerikliymişim!" deyince, öfkeden gözleri fırlayan evin hanımı; "Bu son cümleyi de mi kocam söyledi!?" deyince, hizmetçi kız kıkırdayarak; "Hayır, bunu da senin pek sadık ve sırdaşın olan şoförün söylemişti!" deyip, bohçasıyla evi terk etmiş.                Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI