İNSANLAR ÇOĞALDIKÇA YALNIZLAŞIYORLAR !?

 

                     İNSANLAR ÇOĞALDIKÇA YALNIZLAŞIYORLAR !?

Tabii ki yeni nesil bu olumsuz gelişmenin farkında deği'l, kendilerine dert de edinmiyorlar ama, bu gidişin sonu hüsran, herkese yabancılaşma ve artık birbirine yardımcı olmanın sonu da geliyor aslında...

Çoğu sosyal bilimler uzmanı 'İnsanı' tarif ederken şöyle derler: "İnsan, sosyal bir hayvandır!.." Nedir bunun anlamı? İnsan toplu yaşar, zevklerini ve dertlerini paylaşır, her konuda birbirlerine yardım eder, çoğu sorunları konuşarak ve anlaşarak çözer; okur, yazar, düşünür, geleceği için çalışır, değişime ayak uydurur ve stok yapar!.. İşte insan budur!..

Ama son yıllarda nüfusun çoğu şehirlerde toplanmaya başlayınca, 'Bireysel Yaşam ve Yalnızlık' da had safhaya çıkmaya başladı... Öyle günler yaşamaya başladık ki; artık insanlar apartmandaki karşı dairede yaşayan komşularını bile tanımaz, onlarla konuşmaz ve dertleşmez oldular!.. Herkes zamanla yarışıyor, bir 'koş koş hayat' başladı, zevk alınan konular ve alanlar değişti, insanların sohbet edecek, birbirlerinin dertlerini dinleyecek hali kalmadı, gelişen teknoloji yüzünden yaşanan olumsuzluklar, birbirine olan güveni yok etti!..

Çok değil, daha 30-40 yıl evvel bizim 'Bozüyük Hayvan Pazarı' dolup taşarken, buraya kamyonlarla Çine'den, Fethiye'den, Denizli'den, Kayseri'den ve hatta Sivas'tan bile celepler gelirlerdi!.. Hayvancılığın çok geliştiği, hastalıkların ve dertlerin az olduğu yıllardı!.. Hayvan satıcısı celep ile alıcı celep el sıkışıp da birbirlerine; "Hayrını Gör!" dediklerinde pazarlık biter, mallar dürüstçe el değiştirirdi!.. Aralarında ne senet, ne çek, ne de iki-üç şahit olurdu!.. Malı satan celep, haftaya parasını alacağını bilir, satın alan celep de, dürüstçe bir hafta sonra borcunu öder, bu alışverişler böyle devam eder gider, hiç bir sorun da yaşanmazdı...

Ama günümüzde artık işler böyle yürümüyor!.. Herkes birbirine "üç kâğıtçı, dolandırıcı" gözüyle bakar oldu, bu 'esnafın namus sözü' artık tarihe karıştı!.. Şimdi bütün alıcı ve satıcılar, eskiden olduğu gibi dost olmak zorunda değil, artık söz ve dürüstlük geçmiyor, her alışverişte "al gülüm, ver gülüm" kuralı geçerli, yoksa, herkes yoluna!.. Arkadaşmış, dostmuş, baba dostuymuş, akrabaymış, hiç birinin hükmü yok artık!..

İşte bu durum, bu yalnızlık, son Coronavirüsle birlikte zirve yaptı!.. Her yer kapalı, insanlar eve hapsolunca, bu yalnızlık hastalık haline gelip, bazılarını da intihara sürükledi!.. İlk defa İngilizler bu konu üzerinde araştırmalar yapıp, çözüm için neler yapabileceklerini araştırmaya başladılar!.. Japonya daha da ileri giderek hemen bir "Yalnızlık Bakanlığı" kurdular, bu durumda olup, sorun yaşayanlara yardımcı olmaya başladılar!..

'Ağır uçup, geç konan' bizim gibi ülkeler ne zaman uyanıp da, bu soruna çare arayacaklar bakalım? Biliyorsunuz, bizim buralara "Matbaa" bile tam 300 yıl sonra anca gelebilmişti...

Eskiden elektrikler belli yerlerde iken, TV, internet ve cep telefonları bu kadar yaygınlaşmamışken, herkes birbiriyle sohbet eder, evlere gidilir, ocak ve soba başlarında uzun muhabbetler yapılırdı... Ev sahibi mısır patlatır, kuruttuğu incir-üzüm-ceviz-bademler getirir, sıcak çaylar eşliğinde bütün köyün sorunları konuşulur, ertesi günü de işler beraberce ve imece usulüyle yapılırdı... Hani nereye gitti o insanlar ve o güzel alışkanlıkları!? Günümüz insanı her konuda 'Üç Maymunu' oynar oldular, kimse kimseyi ilgilendirmiyor!.. Mazallah, yarın bir düşman işgaline uğrasak ne olacak, bu ülkenin hali nice olalacak, bunu düşünmek bile istemiyorum!? İnsanlarını yalnız bırakanlar, vatanını mı yalnız bırakmazlar ki!?

Ne diyordu Orhan Veli; "Neler yapmadık bu vatan için/ Kimimiz öldük/ Kimimiz nutuk söyledik!.."

Ülkeyi yönetenler boş lâfları bırakıp, bir an önce bu önemli konu üzerine eğilmeli, şu insanlarımızı eskisi gibi kaynaştırmanın yollarını aramalıdır!.. Yoksa, insanlarımız gibi biz de "Yalnız Ülke" olarak, sibek gibi orta yerde tek başımıza kalıveririz, bilesiniz!..                                  Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI