LÜZUMSUZ VE ÖNEMSİZ GÖRÜNEN ŞEYLER !?

 

           LÜZUMSUZ VE ÖNEMSİZ GÖRÜNEN ŞEYLER !?

Şu kavanoz dipli dünyada konuşabilen, düşünebilen, eser bırakabilen ve gülebilen yaratılmışlar olarak biz insanlar, biraz diğer canlılardan farklı işler yapmak zorundayız... Tamam; ateşi, iğne-ipliği, tekerleği, pusulayı, saati, mikropları, enerji kaynaklarını bulduk, bunları gelecek nesillere aktardık, her gün bu gelişmelerle yeniliklere devam ediyoruz... Bazen çok bilmişliğimizle 'kaş yapayım derken göz de çıkartıyoruz' da; her dönemde biraz daha makul ve mantıklı olamaz mıyız? Hırslarımızı frenleyip, sadece kendimizi değil, biraz da başkalarını düşünemez miyiz? Bu çok mu zor? Geleceğimiz için biraz 'stok yapmak' tabii ki çok gerekli de, bu stokları koca dağlar kadar yığmamızın bir anlamı var mı?

Milyonlarca yıllık geçmişi olan dünyamızda, biz insanların kaç bin yıllak geçmişe dayandığını bile tam tespit edebildik mi? Kimisi 120 Bin yıl, kimisi 85 Bin yıl, kimi 30 Bin, kimi de 12 Bin yıl öncesini önümüze sürüyorlar!.. Yeni keşifler yapıldıkça, yeni fosillir, tarihi kalıntılar bulundukça bu tarihler ve tahminler de değişiyor...En fazla 150 yıl olan insan ömrü için, çektiğimiz bazı sıkıntılara değer mi?

Ben eski yerleşim yerlerindeki eski mezarları incelemeyi çok severim... Bazı tarihi kişilikler, Kral, Padişah ve ailesi mezarları dışındaki eski mezarlarda dikkatimi çeken tek şey; bunların hepsinin aynı büyüklükte ve aynı çapta olduklarıdır: Bir veya iki taşları var, en fazla 50-60 cm genişlik ve ortalama 180 cm uzunlukta mezarlar!.. Ama şimdiki yeni mezarlara bakıyorum; çoğu yerli veya ithal mermer, bir - bir buçuk metreyi aşkın genişlikte, iki metreyi aşkın uzunlukta, kimisi iki katlı, kimisi üç, kimisi de dört katlı mezarlar, bütün mezar taşlarında mevtanın cam veya plastik koruyucu içinde bir fotoğrafı, ama hemen hepsi de birileri tarafından -sapan-tüfek-tabanca- ile bu fotoğrafları parçalanmış halde!.. Bu değişik ve orantısız mezarlar, sizleri bilmem ama, beni hayli rahatsız ediyor!.. Eski mezarlar gibi şatafatsız, basit, mütevazı, makul ve eşit halde olsalar daha iyi olmazlar mı?

Bir de vefat eden insanlarımız için gazetelere verilen vefat ilânları var: (Bundan ötürü belki gazete patronum bana kızacak ama) Kimisi tam sayfa, kimisi yarım sayfa, kimisi çeyrek ve kimisi de "6x10 cm" ebadındaki genel standart ölçüde ilânlar!.. Belki 'önemsiz' gibi görünebilir ama; burada da bir eşitsizlik, bir adaletsizlik, bir maddi güce dayalı ayrımcılıklar var!.. Bunların hepsi bizim insanlarımız, hepsi de bu dünyada bir hizmet yapıp da öte tarafa gitmişlerdir!.. Bari öldüklerinde bile böyle aralarında uçurum olan ebatlarda mezarlar ve ilânlar yapmayalım!.. Bari ölülerimize son görevlerimizde kişi ve zenginlik farkını yaratmayalım!.. Bu konuda genel bir 'eşit ve satandart ölçü' olsa nasıl olur acaba? Mezarlıklarda ve gazete sayfalarındaki acayip ölçü farkları beni ziyadesiyle rahatsız ediyor dostlar... Koca koca mezarlar ve ilânar arasında kalan bazı insanlarımıza acıyarak ve üzülerek bakıyorum!..

Yüce Tanrı bizleri yaratırken, hepimizi bir işe yaraması için yaratır!.. Ama biri az, biri çok iş yapar, biri daha az, biri daha çok zengin olabilir? Nihayetinde hepimizin aşağıya götüreceği iki metre kaput bezi değil mi? Ne diye vefat ilânlarında ve mezarlıklarda bile hâlâ birbirimize hava atmaya çalışıyoruz ki!? Bu son iki yer, bence herkese eşit, herkese aynı mesafede olmalı!.. İnanın bu farklılıklara baktıkça, küçük ebatlara üzülürken, büyük ebatlılara pek de iyi gözlerle bakamıyorum; ne yapayım, vallahi elimde değil!..

Bugün de size Orhan Veli'nin 'İntihar' şiiriyle veda edelim:

"Kimse duymadan ölmeliyim/ Ağzımın kenarında bir parça kan bulunmalı/ Beni tanımayanlar/ 'Mutlak birini seviyordu' demeliler/ Tanıyanlarsa; 'Zavallı, çok felâket çekti' demeli/ Fakat hakiki sebep/ Bunlardan hiç birisi olmamalı!.."             Sakin KOŞAR...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI