Matematikçi Suat GENCEL'i de Ebediyete Uğurladık !?
Bozüyük-1947 doğumlu, Gırobalı Mehmet oğlu Suat Gencel, ailenin 5 çocuğundan üçüncü sırada doğan bireyiydi... Doğuştan zeki, yetenekli ve başarılı bir çocuktu... İlkokulu Bozüyük'te, Ortaokul ve Liseyi de Muğla-Turgut Reis'te bitirdi... Okulda çok sosyal ve aktif bir öğrenciydi, en iyi arkadaşlarından biri de, şimdi Arçelik Ana Bayii olan sayın İsmail Ercan idi... Üç yıl üniversite sınavlarına giremedi, çünkü 'İngilizce ve Matematik ' derslerinden ikmale kalmış, köyde babasının işlettiği fırında çalışmıştı...
Bu üç yılda hayatın tüm zorluklarını bizzat ter dökerek ve yaşayarak görünce, sonunda iki dersini de başarıyla verip, üniversite sınavlarına katıldı!.. Şu kadere bakın ki, Ankara Gazi Eğitim'de Matematik Öğretmenliği Bölümünü kazandı, iyi mi? Sen lisede bu dersten ikmale kal, üç sene boşa kürek çek, sonra da Matematik Öğretmeni ol, inanması çok zordu ama, aynen böyle oldu... İlk tayini Siirt Öğretmen Okulu'na, sonra Muğla Turgut Reis Lisesi'ne atandı... Ulalı İlkokul Öğretmeni 'Maide' kardeşimizle evlendi, peş peşe 'Ezgi ve Özlem' adlı iki kızları dünyaya geldi... Buradan da sınavı ikinci olarak kazanarak 'İstanbul Atatürk Fen Lisesi'ne öğretmen olarak atandı, 1998 yılında da emekli oldu!..
Oradayken özel dersler verdi, üniversite ve kolej sınavları için Matematikten hazırlık kitapları yayımladı, Milliyet Gazetesi ile Kanal-D TV'nin üniversite sorularını hazırlama-cevaplama ekibinde yıllarca görev yaptı, başarılı çalışmalarıyla binlerce öğrencisini üniversite sınavlarını kazandırdı, kendisi de iyi paralar kazandı, epeyce mal-mülk de edindi!.. Ailemizin damadı iş adamı Hamdi Yücel Gürsoy'un tavsiyesiyle Akyaka'dan Ev ile Turistik Apartlar satın aldı...
Güncel yaşamında çok sosyal, çok kitap okuyan, esprili ve yaratıcı bir insandı... Lise yıllarında "Fareler ve İnsanlar" piyesindeki rolü ile perde arasında tek başına oynadığı "Yerel Politikacı" tiplemesiyle bütün Muğlalılar onu tanıdı ve sevdi: Eski bir tahta masa üzerine koyduğu ağzı-burnu kırık toprak testi, başında fötr şapka, omzunda peşkir, gözleri şaşı halde bas bas bağırarak propaganda yapan, Kayseri'ye deniz-Muğla'ya tren getireceğini vadedip, en sonunda da 'Kahrol İşgalci Yunan!' diye bağırarak tepinen, masayı yumruklayan politikacı rolü, herkesi gülmekten yerlere yatırmıştı...
Benden 4 yaş büyük olmasına rağmen, öz dayıoğlu-halaoğlu olarak, biz de çok arkadaşlık ettik; çok balık tuttuk, sapanlarla çok kuş avladık, bunları fırında pişirip arkadaşlarımızla yedik, sonra da babalarımızın tüfeklerini çalıp gidip, çok sayıda Çulluk-Ördek-Sarıkuş-Karatavuk da avladık!.. O günlerde bir kamp çadırı fiyatı 'bir memur maaşı kadar' iken; köydeki fırındaki un çuvallarından, Terzi Süreyya ustaya Kamp Çadırı yaptırıp da, onu boyayarak, deniz kenarlarında ilk beleşe kamp kuran ve bu işi gençlere öğreten ilk kişi de Suat Gencel idi... Yani bizim Suat'a, "İlklerin Adamı" da denilebilirdi...
Muğla'da okul yıllarını dedesi 'Hacı-Hoca Şükrü Bilginsoy'un evinde geçirdi... Dedesi, Muğla'da kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i ezbere okuyabilen 'üç kişiden' biriydi ve öğretmendi!.. 1934 yılında 'Soyadı Kanunu' çıktığı zaman, bu ününden ötürü "Bilginsoy" soyadını kendisine Valilik tarafından 'Muğla Vilayet Heyeti' kararı ile resmen verilmişti... İşte Suat Gencel, böyle bir dedenin de torunuydu...
Bizler yaşça küçük, ona göre de çok tecrübesiz olduğumuz için; ülkenin en iyi yazarlarını, en iyi mizah ustalarını, en önemli karikatüristlerini, en yetenekli sanatçılarını filân, hep ondan öğrenir, onların eserlerini okumaya çalışırdık... Eski Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Aziz Nesin'i, Mustafa Ekmekçi'yi, Uğur Mumcu'yu; Milliyet Yazarlarından Hasan Pulur'u, Oktay Ekşi'yi, karikatürist Bedri Koraman'ı, Nehar Tüblek'i filan, hep onun sayesinde tanıyıp, çok sevdik, yıllarca tiryakileri olduk!.. Yani bizim Suat, benim de ilk öğretmenimdi...
Yaz aylarında okullar tatil olup, fırında Suat çalışırken, benim de günlük 'hamur kesme ücretim' -50 Kuruş- idi... Hem harçlığım çıkardı, hem Yatağan'a gece sinemaya kaçar, hem 'İzmir Fuarına' gitmek için para biriktirir, üç-dört gün fuardaki en iyi mizahçıların tiyatro gösterilerini ve en ünlü sanatçıların eğlence programlarını izlerdik!.. Bizler çocukluğumuzu ve gençliğimizi dolu dolu yaşadık, büyüklerimizden çok tepki de gördük, çok övgüler de aldık!.. Evet, 78 yaşında kaybettiğimiz öz dayıoğlum Suat da istediği her şeyi yaptı, hayatın ondan pek alacağı kalmadı yani !.. Seni hiç, ama hiç unutmayacağız; toprağın bol, mekânın Cennet olsun, ışıklar içinde yat inşallah!.. (26.04.2025...) Sakin KOŞAR...