NE OLACAK BU KİRACILARLA EV SAHİPLERİNİN HALİ !?


Ülke ekonomisinin düştüğü bu ne idiğü belirsiz uygulamalar ve yeni yetme 'Ekonomistler' yüzünden, artık yarına nasıl çıkacağımızı düşünür hale geldik!.. Herkes borçlu, herkes bir telâş içinde, kimsenin 'Yarın' umudu kalmamış vaziyette, Dolar ve Euro almış başını gidiyor, zamlar yağmur gibi yağıyor, büyük lâflarla verdikleri maaş zamları, birkaç ay içinde eriyiverir oldu!.. Herkes giyim ve zevk masraflarını bir kenara bırakıp, evde karnını nasıl doyuracağının derdine düşmüş. Son yıllarda füze gibi artan ev ile kira fiyatları, herkesi kara kara düşündürüyor!..

Dün bütün TV'ler gösterdi; Sakarya'da birbirleriyle çok eski arkadaş olan iki kişi, 'Kira' yüzünden birbirlerine girdiler, eşlerinin engellemelerine rağmen, sokak ortasında dövüştüler!.. Sebep neymiş: "Üç Bin TL olan aylık evin kirasını, kırk yıllık arkadaşı olan ev sahibi tam 12 Bin TL'ye çıkartıyor, aksi halde evden kovuyordu!.."

Bu ne demekti? Tam olarak % 400 kira zammı demekti. İstanbul, Ankara, Antalya, Bodrum, Marmaris gibi yerlerde ortalama ev kirası 20 Bin TL olmuş. Konya, Adana, Muğla gibi yerlerde 12 Bin TL, Bartın ve Malatya'da 10 Bin TL olmuş. Kimsenin bu işe bir çare aradığı yok, maaşıyla geçinen bir aile bu kira paralarını nasıl öder!? Maaşını kiraya verince; elektrik-su-doğalgaz-telefon-gıda -giyim. gibi harcamalarını nasıl yapacak!? Hani çocukların okul masrafları!? Yani bu ortam, artık dayanılmaz bir hale gelmeye başladı.

Peki, seçimler geçtikten sonra siyasilerimiz nelerle uğraşıyorlar? İktidar partisi kenara çekildi, yeni atamalarla, 21 yıldır söylediği ve hep ileri tarihlere adres verdiği günlerde durumun düzeleceği şeklindeki bildik söylemlerini tekrar edip duruyor!.. İnanan var mı? Yarıdan fazla insanımız hâlâ inanıyor ki, yeniden ve yine bunları seçtiler, öyle değil mi? Ama bu 21 yılda bütçe ve hazine tamtakır, borçlar ödenemez rakamlara fırlamış, Türk Liramız dibe vurmuş, ama bu kimsenin de umurunda değil!..

Bir zamanlar ben de kiracıydım. 1969-1970 eğitim-öğretim yılında Yatağan İlçesi, Şeref Köyü'nün Mağara Mahallesine öğretmen olarak atamam yapıldı. Okulda tek öğretmenim, 5 sınıfım var ve aynı zamanda buranın Okul Müdürü idim. İlk maaşımı 480 TL olarak aldım, üç ay sonraki maaşım 620 TL olmuştu. Mağara Mahallesinden 'Kaymakam' lâkaplı Mustafa Karaçam'ın evini kiraladım: Altı ahır, üstünde bir oda ve bir salon vardı, tuvalet de dışarıdaki yamaçta tahtayla çevrili, üstü açık, dar nöbet kulübesi gibi bir şeydi. Siz kakanızı yaparken mahallenin tavukları koşup gelir, taze taze aşağıya ettiklerinizi bitirirler, karşılığında da doğal ve lezzetli yumurtalar verirlerdi.

Neyse, o yıllarda böyle enflasyon ve pahalılık yoktu, benim evin kirası 40 TL idi. Çok gecelerde aşağıdaki samanlıktan yukarı çıkan farelere atmak için, gündüzden evin içine taş istiflerdim!.. Kira zamanı geldiğinde okulun etrafında dolanıp duran ev sahibime bu durumu anlattım, bana ne dese beğenirsiniz; "Onlardan ben de çok çektim, birkaç tanesini evin içinde tüfekle vurunca kurtuldum!.. Sen de bir tüfek al, benim gibi yap!.." demez mi.

Ertesi yıl evlendik, Şeref Köyü'nden Cemal Ağanın (Kibar) evini tuttuk. Oğlu için yeni yaptırmıştı ve kirası 80 TL idi. Beni her gördüğünde; "Köyün ilk Marsilya Kiremitli evi bu evdir, rahatına bak, zati bizim oğlanın da evleneceği yok!" der dururdu. Orada da iki yıl durdum. Ne zam bilirdik, ne de kiracı-ev sahibi kavgası!..

Pandemi döneminde kırsal evleri kıymetlendi, çünkü herkes kırsala kaçmaya başlamıştı; Suriyeli-Afgan göçmenlerden sonra da, şehirlerdeki ev kiraları artmaya başladı!.. Ama bu konuyu birkaç siyasetçiden başka tartışan var mı? Hızla artan bu göçmen sayısı, bizi hiç tahmin bile etmediğimiz bir çıkmaza sokacak, ileride belki kan gövdeyi de götürecek!? Hızla çoğalıyorlar, düşük ücretlere çalışıyorlar, vergi vermiyorlar, bizim kendi çocuk ve gençlerimizin gelecekleriyle oynuyorlar!.. Üstelik bize arka çıkacak çevrede bir dost ülke de kalmadı!.. Bunu iyice bir düşününüz, yazımızı da şu halk söylemiyle bitirelim: "Erkeği toklukta, kadını yoklukta, evlâdı yaşlılıkta, kardeşi mirasta, arkadaşı yolculukta, dostları zor durumlarda tanırsınız!.."                    Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI