Durduk yerde, hiç kimsenin haberi yokken, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un bir mesajı ile Cumhurbaşkanı sayın R. T. Erdoğan'ın, eski İYİ Parti lideri sayın Meral Akşener ile Beştepe'deki Külliye'de görüşeceği halka duyuruldu... Ortada fol yok, yumurta yokken, önceden hiçbir gelişme olmadan, üstelik de kendi elleriyle kurduğu İYİ Parti yönetiminin de bu işten haberleri olmadığı sonradan anlaşılmışken, böyle bir görüşmenin sebebi neydi!?
05 Haziran 2024 Çarşamba günü 40-45 dakikalık bir görüşme sonrasında, her iki taraftan da basına ve kamuoyuna hiçbir açıklama yapılmadı, iyi mi !? Basına dağıtılan birkaç fotoğrafta sadece Meral Hanımın sarıya boyadığı saçları, Tansu Çiller tarzı giyimi ve yeni tip gözlüğü, sıkışan eller ve gülen yüzler dışında, yine kimse bir şey göremedi-anlayamadı, tıpkı bazı ikili antlaşmalar gibi, siyasi bir görüşme daha yine karanlığa gömüldü!..
Daha önce de, en sert muhalefeti yapan sayın Devlet Bahçeli, en sonunda; "...Senden her şey olur, sadece Cumhurbaşkanı olmaz!.." dediği sayın Erdoğan ile el sıkışmış, en sadık destekçisi olmuştu... Keza, sayın Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Sinan Oğan da kendi partilerinde iken sayın Erdoğan'a en ağıza alınmayacak suçlamalarda bulunmuş, hakaretler edilmiş, sonunda onlar da kapısına gidip, sayın Erdoğan ve AKP'nin en sadık partilileri oluvermişlerdi değil mi!? Bu sebeple bendeniz, sayın Meral Hanımın gidip de el sıkışmasına hiç mi hiç şaşırmadım, bu durumun muhafazakâr ve sağcı zihniyetin doğal bir hareketi olarak gördüm!.. İleride de, belki birkaç partili yine istifa edip gider ama, şu anda Meral Hanıma kızan çoğu İYİ Parti kurmaylarından bazılarının da yollarının Beştepe-Külliye kapısı olacağını rahatlıkla söyleyebilirim!..
Peki, sayın Erdoğan bu işten ne kazandı? Ben size söyleyeyim: 11 Haziran 2024 Salı günü CHP Genel Merkezi'nde saat 16.00'da sayın Erdoğan ve sayın Özgür Özel görüşecekler ya? Bu görüşme öncesinde sayın Erdoğan, Meral Hanımla görüşmesi sonrasında, elini biraz daha güçlendirmiş olarak CHP Merkezi'ne gidecek!.. Önemsiz gibi görünen böyle vakalar, bizim gibi demokrasinin yeni gelişmekte olduğu ülkelerde epeyce etkili olur, göreceksiniz!..
Böyle önemli bir toplantıda, bazılarına göre dikkate alınmayan bazı küçük teferruatlar konuşuluyor!.. Örneğin: "Oturma düzeninde, AKP'nin yaptığı gibi bir 'boş koltuk' olacak mı? Konuşmalar kayda alınacak mı? Hangi lider odanın sağında veya solunda oturacak? Koltukların yanındaki bayraklar nasıl olacak; CHP ve AKP bayrakları mı, yoksa Cumhurbaşkanlığı forsu olan Türk Bayrağı mı? Birbirlerine hangi hediyeler sunulacak..." gibi?
Benim şahsi fikrimi soracak olursanız eğer; CHP lideri sayın Özgür Özel, 02 Mayıs 2024 Perşembe günü AKP Genel Merkezi'ne giderek, sayın Erdoğan ile görüşmüştü... 31 Mart Seçimlerinde ülkenin "Birinci Partisi" haline gelen CHP Genel Başkanı, ülkenin "İkinci Partisi" halindeki AKP'ye gitmemeli, onlar CHP'yi ziyaret ederek, seçim başarısı nedeniyle sayın Özgür Özel'i ziyaret etmeliydiler!? Yanlış düşünüyorsam bağışlayın, ama bu da benim özgür ve siyasi düşüncemdir, gelişmiş Batı Demokrasilerinde hep böyle yapılıyor da, ben de onun için böyle düşünüyorum!? Çünkü, bazılarıyla asla 'Diyalog' kurulamaz, "Akrep ile Kurbağa" fıkrasını bilenler, bu işin sonucunu da tahmin ederler?
Oturup düşündüğümüzde, siyasilerin bu kadar ucuz şekilde başka partilere yamanmaları hiç de hayra-alâmet olaylar değildir!.. Hele hele, halkımızın bu olayları kanıksamaya başlamaları, hiç kimseye hayır getirmeyecektir!.. Artık aklımızı başımıza toplayıp, ya göründüğümüz gibi olalım, ya da olduğumuz gibi görünelim, yoksa bu gidişin sonu hiç de iyi sonuçlar vermez!..
Taa 1939 yılında ne diyordu ünlü şairimiz Orhan Veli; "Benim de mi düşüncelerim olacaktı/ Bende mi böyle uykusuz kalacaktım/ Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle/ Çok sevdiğim salatayı bile/ Aramaz mı olacaktım/ Ben böyle mi olacaktım!?" Sakin KOŞAR...