---Türkiye Kız Voleybol Milli Takım mensubu harika kızlarımız; 'FVB Milletler Ligi ABD Etabı' Texsas'taki 04 Haziran 2024 tarihinde yapılan son maçı, tam 1 Saat 57 Dakikalık zamanda 3 - 2'lik skorla yenmeyi de başardı!.. Hepimizin son yıllardaki gururumuz olan kızlarımızı yürekten kutluyoruz!.. İyi ki varsınız ve bizim Milli Takım oyuncularımızsınız çocuklar!..
Bu heyecanı doruktaki maçı izleyen Türk seyirciler arasında, sevincini biraz abartılı gösteren genç bir kadın, havaya havaya zıplarken, elbisesi kenarından sol göğüs ucu birkaç saniye görünmüş, naklen yayın yapan bizim aslan TRT de, -herhalde çok dürüst, ama biraz duygusuz insanlarımızdan gelen- tepkiler üzerine olsa gerek, bu tesadüfi ve kaza görüntüsü için; "İstenmeyen Görüntüler" diye duyurup, güya özür dilemiş, iyi mi? Yahu, kızlarımız orada dünyayı devirmişler, herkes sevinç içinde, sizin aklınız hep böyle olmadık yerlerde mi kardeşim!? Ne olmuş bu kazara iki-üç saniyelik görüntü sonrasında, dünya mı yıkılmış yahu!.. Neymiş efendim; "Bu bizim yayın politikamıza ters ama, bu görüntüler tamamen bize ABD medyasından gönderiliyor, elimizden bir şey gelmezdi!" diye günah çıkarmışlar... Sizin yayın politikanızı artık herkes biliyor beyler, siz Ortaçağ dizilerine devam ediniz, olur mu?..
---Türkiye Emekliler Derneği yönetimi, enflasyon rakamları tartışmalı olan TÜİK'e nihayet dava açıyormuş!? Derneğin basın sözcüsü Mehmet Emin Tangören; "...Giderek yoksullaşmamızın ve dünyanın en fukara emeklileri haline gelmemizin yegane sorumlusu TÜİK'tir!.. Derhal bunların hazırladıkları madde sepetini açıklamalarını istiyoruz" demiş...
Kaç yıldır biz emekliler bundan şikâyet edip duruyoruz, şimdi mi aklınız başınıza geldi, ne aceleniz vardı sayın Dernek Yöneticileri, hepimiz açlıktan öldükten sonra bu davayı açsaydınız ya!? Sizin yerinizde olsam, önce bu Dernek'ten istifa eder giderdim ama, nerede onu yapacak duyarlı insanlar orada !?
---Bu çok dikkat çekici haber de Aydın İlimizden geldi: Çocuğunun çağdaş bir eğitim alması için çırpınan Aydınlı öğrenci velisi 'Bülent Sağış' isimli kişi, MEB' lığının 'Yeni Müfredat Programına' tepki gösterip, okuldaki çocuğunun mecburi Din Dersi görmemesi için tek çare olarak bırakılan; "Bu dersten muaf olmak için ya Hristiyan, ya da Musevi olacaksın" şartına uyarak, ailecek Hristiyan olmuşlar!.. Veli Bülent Sağış ayrıca; "Artık bugünkü okullarımızda Laiklik ve Atatürk yok sayılıyor, ben bunları kabul edemiyorum!" diyordu...
Sizleri bilemem, ama bu kadar MEB müfredat değişimi ve bu kadar Din Dersi baskısı sonucu, ileriki günlerde bu tür olaylar çığ gibi büyürse, hiç kimse sakın şaşırmasın, olur mu?
---Van'daki denemeden sonra, bugünlerde Hakkari İli Belediye Başkanlığı görevi, seçilen DEM Parti'den alınıp, Hakkari Valisi 'Kayyum' olarak atanmıştı ya? Size hemen iki lider yorumunu peş peşe sunacağım: 1-Sayın Devlet Bahçeli; "Terörist Milletvekili ve terörist Belediye Başkanı istemiyoruz!.. Sayın İçişleri Bakanımızı kutluyorum, inanıyorum ki, yakında diğer sözde Belediye Başkanları ve Milletvekillerinin de yakalarından tutulacaktır!.." 2-Sayın Özgür Özel: "Seçimle gelinmiş Belediyeye kayyum atamak, halkın iradesine saygısızlıktır!.. Bir Belediye Başkanı suçlu bulunur da tutuklanırsa, yerine Belediye Meclisi'nden biri seçilir, bunlar ise uzun zamandır bu göreve Vali atıyorlar, bu yasalara aykırıdır!.."
Her iki liderin açıklamalarını okudunuz değil mi? Biri, daha mahkemesi bile bitmemiş 'Zanlıyı' hemen 'Suçlu' ilân ediyor, kendi gönlündeki isteğini 'Emir' haline getirmeye çalışıyor, bu işin daha devamını da istiyor!.. Birisi de halkın iradesine ve yasalara uyulmasını istiyor!.. Sizce bu liderlerin hangisi haklı ve demokrasimiz adına hangisi makbul kabul edilmelidir acaba? Bu konuda başkaca bir yorumum yoktur, NOKTA... Sakin KOŞAR...