Kamudaki devasa harcamalar, vergilerini veren herkesin canını sıkıyordu değil mi? Peki, bugüne kadar aynı bu iktidar ve yöneticileri tarafından defalarca "Kamuda Tasarruf Tedbirleri" adı altında genelgeler yayımlanmadı mı? Peki, sonuçta ne oldu? Her seferinde, bu zihniyetin beynine yerleşmiş olan "İtibardan Tasarruf Olmaz!" sözünü doğrularcasına, hep tasarruf tedbirlerini hiçe sayanlar da yine kendileri değil miydi? Halkımız bunu bilmiyor mu? Bu genelgenin adını duyduklarında, artık hepsi hınzırca ve acı acı gülüyorlar, haberiniz ola !..
Bakınız, 2018 yılında Meksika'ya Devlet Başkanı seçilen 'Andres Manuel Lopez Obrador' göreve başlar başlamaz, Devlet Başkanlığına ait tek lüks uçağı sattı, kamudaki makam araçlarının sayısını asgariye indirdi, seçimde verdiği tüm tasarruf sözlerini tuttu!.. Avrupa'daki birçok Cumhurbaşkanı-Başbakan-Bakanlar, evlerinden makamlarına 'Bisiklet' ve 'Halk Otobüsleri' ile gelip-gidiyorlar!.. Bunların sıkça yapılan haberlerini herhalde duymuşsunuzdur?
1974 yılında "Kıbrıs Barış Harekâtını" yapan Başbakan Ecevit ve Dışişleri Bakanı, Kıbrıs'ın üç 'Garantör Devletinden' biri olan İngiltere'ye sık sık gittiler, tam o sırada bütün Avrupa'da "Enerji Tasarrufu" uygulamaları vardı, o çok zengin İngiltere de buna aynen uyuyor, kalorifer yakmıyor, bizim Başbakan ve Bakanlar oralarda günlerce sırtlarında paltoları ve boyunlarında atkılarıyla toplantılar yapıp, bir hayli de üşümüşlerdi, hatırladınız mı? İşte adam gibi tasarruflar aynen böyle olur, herkes de buna gönüllü olarak uyar!..
Gelelim bize: Sayın Cumhurbaşkanı'nın tam 13 uçağı olduğu söyleniyor!.. 'Çakarlı Korumalar' ve 'Lüks Makam Otomobili' sayısını bileniniz var mı? Bunca 'Tasarruf Tedbirleri Genelgesi' yayımlayanların, bu önemli işe zaten inanmadıkları ve uymadıklarını görmek için 'Kâhin' olmaya gerek var mı; gidip de Ankara-Beştepe'deki 'Saraya' bakmak yeterli değil mi? Bu işin yurt genelinde yapılabilmesi için, önce bu tasarruf tedbirlerine bu Genelgeyi yayımlayan büyüklerimizin uymaları gerekmez mi? Sadece, ayrılan Yıllık Bütçelerine sürekli ilâveler yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı Ödenek harcamalarına bakmak yeterli değil mi? Artık bu rakamlarını öğrenen herkes, yeni tasarruf tedbirlerine sadece gülümsüyorlar, kimse tarafından uygulanmadığını gözleriyle görüyorlar çünkü!..
Geçen günü bir camiye Cuma Namazı kılmaya gelen Büyüğümüzün önünde-arkasında gelen 'Çakarlı Koruma Aracı' ve koruma ordusunun miktarını sayamamış, gazeteciler birbirlerine sorup durmuşlardı... Önce bu 'Tasarruf Tedbirlerine' en üst yöneticilerimizin kendilerinin uymadığını gören alt görevdekiler ve halk, bu genelgeye inanır da uyar mı Allah aşkına!? Nitekim, seçimi kaybedip de görevi devreden birçok Belediye Başkanları bile, eşek yüküyle borçları bırakıp da gittiler, yeni Başkanlar seçildiklerine bile sevinemediler, yalan mı !?
Bence hiç yeni bir Tasarruf Genelgesine gerek yok, hiç zahmet etmesinler, nasılsa yine uyulmayacağına göre, biz gazetecileri de bu haberlerle boş yere meşgul etmesinler!..
Bugün de bir fıkrayla yazımızı bitirelim bari:
Haberlere meraklı çocuk, çok sık duyduğu 'Vatan Haini' sözünün anlamını politikacı olan babasına sorar: "Babacığım, 'Vatan Haini' diye kime denir!?" Kaşlarını kaldıran baba hemen; "Bizim partiyi bırakıp da, başka partilere gidenlere denir evlâdım!" der... Çocuk yine sorar; "Peki, başka partilerden bizim partiye gelenlere ne denir baba!?" Baba birden yumuşayarak; "Tabii ki onlara da 'Akıllı ve Hayırlı Vatan Evlâtları' denir yavrum, bizim partide bunlardan epeyce vardır!.." der... Sakin KOŞAR...