2024'TE YA HEP BERABER, YA HİÇBİRİMİZ


 

29 Aralık 2023-4 Ocak 2024 tarihli Oksijen Gazetesi'nin 5. sayfasında Selçuk Şirin' in yazdığı sayfada " Dünyadaki en mutlu 100 ülke arasında yokuz. Yaşam memnuniyeti ölçeğine göre de son sırada yer alıyoruz. Peki bu durumu nasıl tersine çevirebiliriz? Bu seneki son yazımda ülke için bir mutluluk reçetesi yazmak istiyorum.

Türkiye, mutsuz ve huzursuz insanların yaşadığı bir ülke oldu, artık. Birleşmiş Milletler'in her yıl yayınladığı verilere göre, her sene daha mutsuzlaşıyor. Dünyadaki en mutlu 100 ülke arasında değiliz. Birkaç hafta önce açıklanan PISA sonuçları, gençlerimizi hayattan bezdirdiğimizi söylüyor.  Gençlerimiz en son sırada yer alıyor. Peki bu durumu nasıl tersine çevirebiliriz.

Dünya Mutluluk Endeksine  göre, Türk insani bu ölçümlerde her yıl mutsuz çıkıyor. Bu sene açıklanan verilere göre 137 ülke arasında Finlandiya bir kere daha ilk sırada yer alıyor, Afganistan ise son sırada. Türkiye ilk 100 arasında yok. Aralarında ünlü kalkınma ekonomisti Jeffrey D.Sachs'in da bulunduğu ekip, ülkeler arasındaki mutluluk ve yaşam memnuniyeti farklarını da verilerle açıklayan formül geliştirmiş.

Gelir seviyesi, sağlık durumu, özgürlük ortamı, yolsuzluk seviyesi, sosyal destek ve yardımseverlik.

Bir ülkede yaşayan insanların mutluluğunu arttırmak istiyorsanız bu altı alana müdahale etmeniz, o alanlarda iyileştirici reformlar yapmanız gerek. Ancak bu altı faktörün her biri mutluluğu eşit olarak etkilemiyor. Ülkeler arası mutluluk seviye farklarını etkileyen en önemli faktörler sırasıyla sosyal destek, özgürlük ortamı ve yolsuzluk seviyesi. Türkiye önümüzdeki yıldan itibaren daha mutlu bir hayat yaşamak istiyorsa bu üç alanda reform yapmak zorunda.

Şimdi gelin burada bu faktörleri inceleyelim.

Sosyal Destek: Başınız sıkıştığında size yardım edecek birileri var mı? Sıkıntıya düşünce dayanacak kişi veya kişiler var mı? Kültürümüzde var olan ve geçmişte kırsal kesimde yaygın olan dayanışma ve imece ruhunun bu çağın gerçekleri, modern yaşamın dayatmaları da hesaba katılarak yeniden yükseltilmesi gerekiyor. Bu anlamda kent planlamasından, okul kampüslerinin tasarımına kadar, merkezi ve yerel yönetimlerin adımlara kadar önemli önceliklerimizden biri olmalıdır.

Özgürlük: Kişilerin kendi hayatlarıyla ilgili kararları kendilerinin veremediği ortamlarda ise insanlar mutsuz ve huzursuz oluyor. Ne yazık ki, Türkiye bireysel özgürlükler konusunda yurttaşlarına son derece ketum davranıyor. Gidişatı değiştirmezsek kendi hayatımızı kendimiz yönetemezsek, önümüzdeki dönemde Türkiye'de mutlu ve huzurlu insan bulamayacağız. Özgürlük ihlalilinin aslında kendi huzurumuza yapılmış bir saldırı olduğu bilincini yükseltmemiz gerekiyor. Bir kişinin özgür olmadığı yerde ötekinin özgürlüğü tehdit altındadır. Mutluluktan söz ederken de ister istemez yolumuz bir kere daha adaletle karşılaşıyoruz.

Yolsuzluk: Bir ülkede yurttaşlar devlette yolsuzluk olduğuna inanıyorsa o ülkede yaşayanların huzuru da mutluluğu da azalıyor, demektir. Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlanan veriler var. 100 puan üzerinden değerlendirmede 2013'e kadar yolsuzlukta azalma görülmüş. Son yıllarda gittikçe artmış görünüyor. Yolsuzluk ve adam kayırmacılığı herkesin huzur ve mutluluğunu bozmuş.

Leonard Cohen'in çok sevdiğim bir dizesi var.  "Her yerde çatlak var ama ışık o çatlaklardan sızıyor " Umut olmadan insan hayata tutunamıyor. Tıpkı gecenin en karanlık anının sabaha en yakın olduğumuz an olduğu gerçeğini unutmamamız gerekli."  diye, bitiriyor yazısını, Selçuk Şirin.

Öyleyse karalar bağlamamıza gerek yok, 2024'e umut içinde girmeliyiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI