MÜZİKAL DÖNÜŞÜM


 

7 Eylül 2025 günü Cumhuriyet Gazetesi'nin Pazar Ekinin 4.sayfasında Deniz Ülkütekin'in müzikal üretimlerini Londra'da yapan ve uluslararası alanda da dikkat çeken Melis Uslu vardı. Glasks, Avrupa Müzik, Glow Records etiketiyle çıkan yeni uzunçaları "Sarışın " ile müzikal bir dönüşüm yaşıyor.

Yıllardır düşlediği pop punk türündeki şarkılarıyla hareketli ve akılda kalıcı parçalara imza atan Melis Uslu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Melis Uslu, ses mühendisi ve müzik prodüktörüyüm. Ankara'da bilgisayar mühendisliği okudum. Sonra İngiltere'de ses mühendisliği- müzik teknolojileri yüksek lisans yaptım. Prodüktör ve miks mühendisi olarak, yapmak istediğim müziğe odaklanarak Glasks'i başlattım. İstanbul'da kurduğum ses stüdyom Radio Circus Studions markasını Londra'ya taşındıktan sonra bir yandan ses mühendisliği yapıyorum,  bir yandan da Glasks adı ile müzik.

Aslında "Princess Anksiety" ve "Prenses Anksiyete" cidde albümünde, ilk başta yarattığım Glasks benzer türlerde belki biraz farklı hissiyatlarda şeyler anlatarak yolunda devam ediyor gibiydi. "Galaksi Rapsodi" ise benim cover yapmayı çok sevmem üstüne kurulu bir albüm. Biraz da kendi kendime meydan okumak gibiydi. "Kimseye Etmem Şikayet " O albümden birkaç yıl önce söyleme cesaretinde bulunamazdım. Kısacası "Galaksi Rapsodi " bir anda ortaya çıkan bir şey değildi. Glasks'in ilk zamanlarından beri kendi bestelerim dışında cover çıkışlarım hep oldu.

"Sarışın " öncesi. "Galaksi Rapsodi" sonrası dönemde "Çilekli Milkshake" "Retro Aşk " ve

"Kırık Dökük Kalpler" isimli bir üçleme ile yıllardır arada düet projeler yaptığımız Serkan Cinioglu ile çalışmaya başladık. Sonra Glaksis'in başından beri ekibinde olan Orçun Can'la Sarışın EP'nin ilk teklisi "öptüm, öldüm, bye" sözlerinde birlikte çalışmaya başlayınca Glaskss'in yeni dönemi şekillendi. "Sarışın "da albümün ilk parçası olarak kalbimizin asi prenses yerine kazındı.

Önceki müziklerin daha indie-elektronika türünde ve biraz daha karanlık vardı. Alt-yapıyı oluştururken ben ne olduğunu anlamadan şarkıyı bitiveriyordum. "Sarışın " hep çalmak, söylemek istediğim pop rock, rop punk müzikleri yaptığımız bir dönem açtı. Orçun'un iki yıl önce bir rüyasından ortaya çıktı. Rüyasında ben bir punk grubunda sahnede şarkı söylüyormuşum. Sonra bir anda sözlerini, Serkan la konuştuk ve prodüksiyon bu şekilde ortaya çıktı. Vokal partisyonlarını hiç alışık olmadığım şekilde oluşturduk. Serkan bangır bangır gitarlar çalmaya başladı, derken kafamızdaki türü bu şekilde bulmuş olduk.

"Sarışın "in asi ve tatlı havasına bayılıyorum. Aslında doğrudan albüm olarak paylaşacaktık ama müzik endüstrisi içinde bulunduğumuz çağı bize bunu sorgulattı. İnsanların her bir şarkıyı ayrıca dinlemesini çok istiyorum. Albümler ne yazık ki dinlenmiyor eskisi gibi.

Bu kısımdan söz etme nedenim, albüm olarak çıkarsaydık, "Sarışın "  şarkısının o yeniden doğuş havasını daha iyi anlatabilecektik. Çünkü aslında tüm albüm " Sarışın " in bu havası üstüne kurulu. Ama ilk parçası olan EP'de de anlaşılıyorsa çok mutlu olurum.

Süreklilik günümüzde en önemli konulardan biri. Sanatın oluşumu düşünülünce bu elbette bir tezat oluşturuyor. Çünkü o ilham her ayın 15'inde gelen bir şey değil ama endüstrinin çarkları bizi bu disiplini edinmemiz konusunda itiyor. Ben de aslında hırçın ve komik taraflarımı bu yeni dönemin müziğine bulamaç ederken uslu ve çalışkan yanlarımı da burada kullanmaya çalışıyorum. Her üretimin farklı hisler yaratması organik bir şekilde ilerliyor ama planlama yapmazsak işimiz zor."

YAZARIN DİĞER YAZILARI