ACI YORULDU

 

Serhan Asker, 1974'te Hatay'da doğmuş. ilk, orta ve lise eğitimini Gaziantep'te tamamlamış. Ankara İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünü bitirmiş. 2000 yılında TRT de politika muhabiri olarak çalışmış. 2004 yılında Kemal Derviş'in " Krizden Çıkış ve Çağdaş Sosyal Demokrasi Kitabını Yusuf Işık'la birlikte imza atmış. Kitabı Kemal Derviş ile birlikte kaleme almış. 2018'de TRT'den istifa ederek Halk TV Genel Yayın Yönetmeni olmuş. 

6 Şubat 2023 04.17'de  Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Hatay, Kilis, Osmaniye ve Şanlıurfa olmak üzere yüz bin kişi etkilenmişti.

Kitapta yazdığına göre, en fazla yıkım Hatay' da olmuş, 13.883 bina yıkılmış, Maraş'ta 7.307, Adiyaman'da 5.826, Malatya'da 4.238, Gaziantep'te 3.783, Osmaniye'de 649, Şanlıurfa'da 633, Kilis'te 448, Adana'da 88, Elazığ'da 56, Diyarbakır'da 21 bina yıkılmış.

Serhan Asker, kitabı Alfa Yayınlarından 1-5 Basım 2024, 71-80 Basım 2024 olarak basılmış." Acı Yoruldu" kitabı 160 sayfa.

Kitabın önsözünde Zülfü Livaneli ile Nebil Özgentürk'un birer yazıları var. Zülfü Livaneli,

"Serhan Asker, bu kitapta depremin trajik boyutunu ve insanların bu felaketle başa çıkma çabalarını ustalıkla işliyor. Trajedi ile drama arasındaki farkı göz önünde bulundurarak, okuyucuları depremin soğuk ve acımasız gerçekliği ile insanların duygusal tepkileri arasındaki ince çizgiye davet ediyor.

Trajedi, olayın boyutunu vurgulayan ve okuyucuyu ürperten bir üsluba sahip. Acı Yoruldu kitabı, bu iki anlatım tarzını ustalıkla yerine getiriyor.

Kitap, okuyucuları depremin etkilerin ortasına götürerek, onların acılarına ve kayıplarına tanık olmalarını sağlıyor. Yazar, depremin getirdiği trajediyi anlatırken insanlığın gücünü ve umudunu da kutluyor. Okuyucuları derin ve etkileyici yolculuğa davet ediyor." demekte.

"Bir Belgeselcinin Gözüyle" başlığı altındaki yazısıyla Nebil Özgentürk; " Ekran ve sanat insanının hazinesi ve sermayesi söz söylemek, söz söyleyeni dinleyip aktarmaktır...Serhan Asker kardeşim,  bu söz maratonunu muhteşem ve görkemli bir biçimde sürdürüyor yıllardır. Bu uzun koşusunun duraklarından birinde, 6 Şubat 2023'te kelimenin tam anlamıyla durdu, sahiden. Hayat durmuştu o günün sabahına doğru sahiden. Serhan, kalemini, ekranını, mikrofonunu unutmuş ve acilinden, kendi öyküsünün peşine düşmüştü öncelikle.  Babası, annesi,  aile yakınları, çocukluk arkadaşları da deprem bölgesindeydi, mağdurdu. Paniği, acıyı, çabayı, umudu, yalnızlığı, gözyaşını, teselliyi, insanlığın pek çok halini yaşadı, gördü, tanıklık etti, en derinden. Hem mağdur, hem yurttaş, hem aktarıcı oluverdi, tanıklıkları saat saat ileten. İbret ve ders niyetine. Tarihe kalsın diye."

Ve depremin fotoğrafı...ile bitiyor, kitap.

Bir mezarlık...Tahtalara yazılmış numara ve isimlerle dolu yüzlerce mezar...İçlerinde bir mezar var ki yürekleri dağlıyor 6 Şubat 2023'ten bu yana...

Kitabın "SONSÖZ" bölümünde 105. sayfasında .

Şükrü Erbaş şöyle diyor. " Serhan Asker, akıl almaz bir cesaretle, depremin ilk gününden bugüne kadar yaşadığı, tanık olduğu, öfkeyle ve çaresizlikle tıkandığı, merhametle çırpındığı onca acıya kayıt altına almış. Acı özetlenemez. Bu sıradan bir belgesel çalışması değildir. Bize ve gelecek kuşaklara bir insan olma daveti ve dersidir. Serhan' i bu olağanüstü sorumluluk duygusu ve emekleri için yürekten kutluyorum." demektedir.

Ayrıca kitabın son bölümü olan 113-160  arası depremzedelerin fotoğrafları yer alıyor. Renkli fotoğraflar...O günün anısına, o günleri yaşayanların anısına..

Kitabın arka sayfasında da, " Acılar yarıştırılamaz, fakat bu ülke 6 Şubat 2023'te bütün tarihinin en büyük acılarından birini, belki en büyüğünü yaşadı. Serhan Asker bu acılara tanık oldu." demektedir, Ataol Behramoğlu.

Ahmet Ümit ise," Acıların değil bir yüzleşmenin kitabı bu. Geçip giden bir afeti değil, her an,her dakika yeniden kapımızı çalabilecek bir tehditi anlatmış, Serhan Asker." diye yazıyor, Ahmet Ümit.

Ahmet Telli kitabın arka sayfasında şöyle diyor, "Acı Yoruldu, diyor, Serhan Asker, acının sürüp gittiğinin bir ifadesidir, bu.

"Büyük felaketler karşısında dil kekelese de, yahut acı bir çığlığa dönse de yazı zaman içinde bir yüzleşme olanağı sağlıyor."

Hâlâ depremin izlerinin devam ettiği deprem evine kavuşamayanlar olduğu gibi derme çatma yapılar içinde hayatını devam ettirenler var.

Deprem için gerekli önlemleri alamadık, hâlâ evsizler var. 11 vilayette meydana gelen yıkımların kentlerin eski günlere dönebilmesi için çok gayret göstermeli, çabalamalıyız.

Uzun yıllar daha deprem olgusuyla yaşamaya devam etmek, zorundayız.

    

YAZARIN DİĞER YAZILARI