Prof. Dr. Itır Erhart'la Söyleşi
Oksijen Gazetesi'nin 27.sayfasında muhabirimiz İlke Gürsoy'un Prof. Dr. Itır Erhart'la yaptığı söyleşi var. Genç tüketiciler "Aldığım ürünü kim ne pahasına, nerede üretti. "
"İsçilerine tüm haklarını teslim etti mi" gibi sorular soruyorlar.
İnsanlar verimlilik, sürdürülebilirlik gibi kavramların hem zihinlerine hem de uygulamaya yerleşmesi için çaba harcıyorsa, bunun en önemli motivasyonu gelecek nesillere daha yaşanılır bir dünya bırakmak olmalıdır.
Peki gençler bu çabalar için ne diyorlar? Kendilerini bu hikayenin neresinde görüyorlar. Verimlilik deyince ne anlıyorlar? Daha önemlisi onlara bu konuyla ilgili ne anlatılıyor.
Prof. Dr. Itır Erhart hem akademisyenliği nedeniyle hem sosyal hayat-sosyal medya aracılığıyla gençlerle yakın temasta olan bilim insanı. Verimlilik üzerine çalışmalar yürüten "Daha Iyi Bir Gelecek Platformu" sözcülerinden biri.
Gençlere verimlilik diye sorunca, ne anlıyorlar? diye soruyor, gazeteci İlke Gürsoy.
Erhart da cevaplıyor " Ben üniversitede ders veren hoca şapkamla gençlerle birlikteyim. Her yıl benim yaşım ilerlerken aynı yaştaki öğrenciler geliyor. O yüzden 18'den itibaren onlarla olma şansım oluyor. Verimlilik deyince, bir kere zamanı iyi yönetmeyi anlıyorlar. Enerji ve kaynaklara dair verimlilik nosyonları var. Çünkü çok küçük yaşlardan itibaren, kendilerinden önceki jenerasyonların, kısıtlı kaynakları sınırsızca kullandığının farkındalar. Derslerden, sivil toplum paylaşımlarımlardan..Dolayısıyla farkındalık bize göre çok yüksek, çöpü ayrıştırma, plastik kullanmama, okulda içeceği su için matarayla gelme gibi. Karşıma çıkan en fazla iki örnek. Kaynakları ve zamanı etkili, verimli kullanmayı anlıyorlar.
Ödevimi nasıl yetiştiririm' den fazlasına hakimler, değil mi? diye sorduğunda İlke Gürsoy, cevabı şöyle oluyor, Prof.Dr. Itır Erhart'ın" Genç iklim aktivitelerinin ve rol modellerinin çok etkili olduğunu düşünüyorum.
Gençlerin rol modelleri değişiyor. Popüler kültür deyince bazı müzisyenlerle, oyuncularla tanışıyorlar, biz o yaşlardayken bizim dünyamızda hiç olmayan iklim aktivistleri var. Mesela Atlas Sarrafoğlu var. Atlas bunu televizyonda anlatıyor, sosyal medyada anlatıyor. Gençlerin imrendiği ve rol model aldığı karakter. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler konusunda farkındalığı yüksek yaşıtları var.
Muhabirin " Teknoloji girişimcilerinin yalnızca yüzde dördü kadın. Kadınların nerede daha az olduğunu tesbit ederek, onları işin içine dahil etmeliyiz " deyince, Itır Hoca " Yani, bunlar bizim hiç konuşmadığımız konulardı. Bugün gençlerin kendi yaşıtlarından çok şey öğrendiklerini düşünüyorum. Takip ettikleri sivil toplum örgütlerinden de öğreniyorlar. Ilkokuldan itibaren çevre, kaynak, enerji verimliliği gibi konuları tanıyorlar. "Daha iyi bir gezegende nasıl yaşarız " "Doğayı nasıl koruruz" " Plastik kirliliğine karşı ne yaparız " gibi sorular veriliyor, çocuklara, onlar üzerinde çalışma fırsatları oluyor." diye anlatıyor.
Muhabirimiz İlke Gürsoy, " Kendi yaşıtlarından etkileniyorlar, dediniz. Gerekli yöntemleri uygulayabiliyor mu, diye sorunca, Prof.Dr. Itır Erhart Hocamız " Orada nasıl bakıyorsunuz ona göre değişiyor. Belli bir kuşağa özgü bir davranış olduğunu düşünmüyorum. Her yaşta vizyoner ve belli teknolojileri hızlıca benimseye çalışanlar var. Genele bakacak olursak, teknoloji kullanımı konusunda heyecanlı olmayabiliyorlar. Örneğin dersleri çevrim içi yaptığımızda, öğrenciler hemen adapte oldular. Ama hocalar arasında "Ben bunu hayatta yapamam" deyip izin alanlar oldu. İletişim kurarken nelere dikkat edeceğiz? Hiyerarşiler kurarak iletişim kurmak mümkün değildir. Bir önemli konu da korku. Bu nedenle korku ve tehdit dilinden uzak durmak gerekiyor. "Gezegenin sonu geldi " " Bitti, artık hiç birşey yapamayız, önleyemeyiz " demek yanlıştır. Daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz. Hepimiz üzerimize düşeni yaparak başarabiliriz. " diyor.
Z kuşağı ile ilgili de " Gençler kendilerinden önceki kuşaklara verimlilikle ilgili ne öğretebilir? Tüketim alışkanlıklarını, bugünün ve geleceğin ekonomik aktörlerini nasıl etkiler?